ACABA? SIZ İMAN SAHİPLERİ!
Kızgın çöllerde kumlara yatırılıp üzerine kocaman taşların koyulduğu Bilal Habeşi bu zulümlere ve işkencelere rağmen ehad ehad diyecek ve imanından vaçgeçmeyecek, kalbinden acaba vazgeçesem mi diye geçirmeyecek kadar teslimiyet sahibiydi.
Evet, hiç kimse sahabileri fedakârlıkta, imanda, teslimiyette, itikatda, metanette, tevekkülde geçemezdi. Çünkü onlardan Allah ve rasülü canlarını feda etmesini istediği zaman hiç birisi tereddüt etmeden kalbinden ve dilinden acaba yapsam mı diye geçirmezdi. Allah ve rasulü onlardan mallarını tasadduk etmelerini istese hiç birisi acaba versem mi diye geçirmezdi. İman ettiği için müşrik babaları, amcaları ve yakınları tarafından her türlü ezaya maruz kalan sahabiler, iman ettiği için elinden malı ve serveti alınanlar, iman ettiği için memleketinden kovulan yada göçe zorlanan nice sahabiler mallarından, yerlerinden ve yurtlarından oldukları halde daima Allaha tevekkül etmişler ve allah yolunda başlarına gelen musibetler karşısında acaba bile dememişler. Geçmişleri ve kayıpları için tereddüt etmemişlerdir. Hangi sahabenin hayatına bakılırsa bakılsın hepsinin imanları, itikatları, teslimiyetleri ve sadakatlari hep tereddütsüz olduğu görülecektir. Hangi sahabeye bakılırsa bakılsın birçok zulme ,işkenceye ve zulme uğrasalarda asla geri adım admadıkları görülecektir.
Müşriklerin zulümlerine maruz kalıp ve dinlerinden dönmeleri istenen birçok sahabinin hayatına bakıldığı zaman o şanlı kahramanların acaba geri eski dinime mi dönsem, acaba gerçekten Allah ve rasülüne itaat etmekten vazgeçsem mi diye akıllarından bile geçirmedikleri, yapılan en şiddetli işkencelere ve zülümlere karşı acaba vazgeçsem mi diye kalplerinden geçirmedikleri veya düşünmedikleri görülecektir. Onlar şiddetin, baskının ve ezaların boyutu ne olursa olsun metanet ve dirayetle dayanmışlar ve imanlarından asla geri adım atmamışlardır. Çünkü onlar biliyorlardı ki Allah yolunda, İslam uğrunda, dini mübin yolunda şehit ve gazi olanların acabaları olmazdı. Onlar biliyorlardı ki cennet karşılığında allah onlardan mallarını ve canlarını satın olmak istiyordu. Onlar biliyorlardi ki, cennet ucuz olmadığı gibi cehennem dahi lüzumsuz değildi.
Acaba onların bedirleri, uhudları, hendekleri ve muteleri tereddütsüz, teslimiyet ve sadakat üzerine kurulu iken, bizim bedirlerimiz, uhutlarımız, hendeklerimiz ve mutelerimiz ne kadar acabalar ve tereddütlerle dolu. Onların duaları, niyazları ve tazarruları kabul olurmu düşüncesinden arınmış ve acabasız iken, acaba bizim dua, niyaz ve isteklerimizde ne kadar “acaba kabul olurmu, Allah dilediğimi verir mi hendekleri var. Onların itikatlarınde Allah, cennet ve ahretin varlığında kıl kadar şüpheleri yok ve acabasız iken, acaba bizim Allah, ahret ve cennetin varlığına inanmada kaç tane uhut dağı kadar şüphelerimiz var. Onların Allaha itimatlarından ve güvenlerinde acabalar yokken ve tam itminan varken bizim Allah’a itimatımızda, rızkımızın gelip gelmemesinde ne kadar acabalarımız var.
İmani, itikadi, İslami, içtimai, idari noktalardaki Acaba? larımız toplasak acabalarımız, şüphelerimiz ve endişeleremiz imanımızdan büyük olurmu.
Acaba! Acaba larımız bizi imana ve islama hizmetten ne kadar geri bırakıyor.
Acaba! Acabalarımız yüzünden hangi nimetlerden, esrarlardan, envarlardan ve nimetlerden mahrum kalıyoruz.
Acabaları yüzünden acaba ne kadar insan cenneti kaybediyor.
Acaba bizler şu acaba ve şüphelerle boğuşan halimizle peygamber efendimizin zamanında olsaydık müşriklerin safında mı yoksa müminlerin safında mı yer alırdık.
Acaba bizler o zamanda olsaydık tereddüt ve şüphe etmeden pazarlıksız ve koşulsuz olarak mı iman eder ve hizmet ederdik.
Acaba bizler o rasülün yanında olsaydı malamızı ve canımızı verirken elimiz titreyerek mi verirdik yoksa titremeden mi verirdik.
Rabbim bizleri kendisine iman etmede ve peygamberine itaat etmede acabasız,tereddütsüz ve şüphesiz imanı ve islamı yaşayanlardan eylesin.Amin.
ACABA!!!
Acaba Allah'a layık bir kul muyum?
Acaba Peygambere layık ümmet olabilir miyim?
Acaba tövbelerim kabul olmuş mudur?
Acaba affedilenlerden olabilir miyim?
Acaba amelleri, ibadetleri ihlâsla mı yapıyorum yoksa riya karışıyor mu?
Acaba hesabım kolay olur mu yoksa zor mu olur?
Acaba amel defterim hangi taraftan verilecek?
Acaba günahlara kefaret olabilecek sevaplar işleyebilecek miyim?
Acaba başımı yastığa koyduktan sonra tekrar uyanabilecek miyim?
Acaba rahmetle mi muamele görürüm yoksa azapla mı?
Acaba sahabeye komşu olabilir miyim?
Acaba razı olunan bi kul olur muyum?
01.08.2011 - Kardelen09