Avrupa'da Genç Olmak

Elli yıl önce başlamıştı Avrupa serüvenimiz.Hesapta para kazanıp dönmek vardı ama olmadı.Gelirken yapılan planlar tutmamış,insanımız geç de olsa kabullenmişti durumu.

Durum kabullenilmişti ama bir nesil de eğitimsiz kalmıştı.Burda kalmak gibi bir niyeti olmayan insanımız,çocuklarının eğitimine de pek önem vermemişti.Aslına bakılırsa verememişti.Şartlar müsait değildi.Öte yandan dil bilmemeleri,çocuklarına yeterince destek olmalarına bir set çekmişti.

Günümüzde ise burada doğup büyümüş bir nesil var.Bu nesil,iki kültür arasında geçen bir hayat yaşamakta.Dini hayat ise bir çok sorunlarla yoğrulmuş,sıkıntılar tarafından sarılmış durumda.Her ne kadar bu asırda dini yaşamak kolaylaşmış olsa da,çeşitli sorunlarla boğuşuyor Avrupalı gençlik.Nefsi tahrik eden eğlenceler ve hazır lezzetler,tatlı bir bal hükmünde sunuluyor.

Evet...Avrupa’da genç olmak zor...Fakat genç olmak,bütün zorluklara göğüs gerebilmek demek değil midir?Din,Vatan için her türlü fedakarlığı gözünü kırpmadan gösterebilmek değil midir?Atalarının at üstünde yaptığını bugün bilgisayar başında,kitap başında yapmak değil midir?

Bizler iki kültürü tanıyan nesil olarak,yaşadığımız bu topluma dinimizin güzelliğini göstermekle sorumlu olduğumuzu unutmamalıyız.Peygamberimizin(s.a.v) Avrupa’ya yollamış olduğu birer Mus’ab,İslam’ın Avrupa’daki bayraktarları olarak görmeliyiz kendimizi.İnsanları yaşantımızla etkilemeli ve kafalarındaki yanlış müslüman resmini silip,İslam’ın çizdiği insan portresini göstermeliyiz.Bunu ise,ancak dinimizi öğrenip onu yaşayarak gerçekleştirebiliriz.

Diğer taraftan okullarımızda,İslam’a ve tarihimize yapılan taarruzlarla karşılaşırız.Her Müslümanın içinde bir kıvılcım yanıverir.Bir telaş belki bir sancı....Hele bir de anlatılanın yanlış olduğunu anlatamıyor,ispat edemiyorsa...Çok tanıdık geliyor sanki,değil mi?

Oysa ki örnek birer insan olsak. “Müslümanların böyle insanlar olduğunu bilmiyordum“,diye gösterilen şaşkınlıklar çoğalsa..İslam kalesinde bir hizmetkar,bir asker olup müdafaasında bulunsak yaşantımızla..İlmimizle cevap versek tüm taarruzlara..

Bir iman şahlanışı,şuur yenilemesi..başka çaremiz var mı?

İslam’a küfür edenleri bir köşe başında kıstırmakla,onlara hakaretle ve küfürle cevap vererek bir yere varamayacağımızı geçen elli yıl göstermedi mi?

Zaman,ilim zamanı.Bizler dinimizi öğrenmez,bilmez,araştırmaz ve yaşamazsak,hem bu güzellikten mahrum kalır,hem de omuzlarımızdaki vazifeyi yerine getirememiş oluruz.

Uzun lafın kısası,herşey bizim elimizde.Eğer gerçekten dinimizi seviyor,fakat yaşayarak bunu gösteremiyorsak bir sorun var demektir.Dedelerimizin,babalarımızın,annelerimizin çektiği çilelerin hiçbir netice vermemiş olması demektir.Eğer elli yıl geçmiş ve biz hala bazı insanlar tarafından ‘terörist’ olarak tanıtılıyorsak,hatayı biraz da kendimizde aramalıyız...

Hüseyin Tuğrul
h.tugrul@hotmail.de


1 yorum

Ben

Güzel yazi.

27.07.2012 - Zehirliok Ziyaretçisi

Konular