Eşimle Anlaşamıyorum(!) diyenlere..
Eşlerin anlaşamamasının üç sebebi vardır:
Mânevî sorunlar, maddî sorunlar ve çevrenin etkisi.
Allah insana öyle bir beyin vermiş ki, problemlerin bütününü çözebilir.
Eşler arasında maddî durum sorun olmamalı.
Durum ortada. Ne kazanıyorsak, onu yiyeceğiz. Bu dünyada pek çok fakir zevk içinde, huzurla yaşamıştır.
Pek çok zengin de rahat bir nefes alamadan göçüp gitmiştir.
“Et getir, ekmek getir, baldan da haberin olsun. Et yok, ekmek yok, halden de haberin olsun.”
Manevî sorunlar tesettür, ibadet veya cinsel hayat yönünden olabilir.
Böyle problemleri yaşayanlar uzman kişilerin desteğini alabilir.
Dindar ve ehil birine danışıp “Benim şu şu problemim var, ne yapabilirim, nasıl halledebilirim?” derse, Allah’ın izniyle o kişinin söylediği ona şifa olur. Amma dinlerse…
Evlilik, matematik hesabı gibi değildir.
Şöyle davranırsak şöyle olur, böyle yaparsak böyle olur gibi teknik hesaplar evlilikte tutmaz.
Kişi kendi çözümünü önce kendi bulmalıdır. İnsan yaprak gibi olmamalı. Yaprak, esen rüzgâra tabidir.
Evlendiğimde annem yanımdaydı. Şöyle düşündüm. Bu annemdir, bu da karımdır. Her ikisinin de hukukunu korumalıyım.
Evliliği kötü yere sürükleyen huylardan biri de laf taşımaktır. Laf taşımak cahillerin işidir.
Düşüncesi kıt olanlar, ne yaptığını bilmeyenler, taşı nereye attığının farkında olmayanlar taşıdıkları lafla kafa kırarlar.
Kavga, ailede yaşanabilecek en kötü durumdur.
Evlilikte sorunlar varsa, eşler her şeyi bırakıp oturup düşünmeli; “Ben neyim, ne
yapmam gerekiyor?” sorularına cevap aramalıdırlar.
Genç bir hanım bana, “Eşimle anlaşamıyorum.” dedi. Al eşini karşına ve eşine,
“Kocacığım, biz mesut olmak için evlendik. Fakat anlaşamıyoruz. Nasıl hareket etmemi istersin?
Seni nasıl memnun edebilirim, onları söyle de yapayım. Mutluluğumuz için ben bir adım atmış olayım.” de, dedim.
Kadın hemen itiraz etti:
”Ben onun kölesi miyim? O benim istediğimi yapsın!”
“Bu düşüncenden vazgeçebilir misin?” dedim. “Hayır!” dedi.
Yaşlandıkça insanların huyları kemikleşir. Değişmez, yeni bir şekle girmez.
Ben böyleyim, diye inat eder. O inat, aileyi târumâr eder.
Küçük anlaşmazlıklar ve gereksiz inatlar büyük dertlere sebep olur.
İki şoför yarışa çıkıyor ve ikisi de kaza yapıyor. Yollar yarışmak için değil, gideceğimiz yere ulaşmak içindir.
Evlilik üstünlük gösterme meydanı değildir. “Nasıl mutlu olunur?” sorusuna cevap arama yeridir.
Rahat olmanın, huzurlu olmanın en iyi yöntemi, eşinin iyi taraflarını görmektir.
Bu şekilde denge sağlanır. Eşinin huyları yüzünden kendini heba eden, uçurumdan yuvarlanan insanlar tanıyorum.
Adamın huzuru yok ne yapsın! Şu kocaman dünyada bir yere sığamıyorlar.
“Ben de sakin bir hayat istiyorum!” diye teselli isteyen insanlar gelirdi bana. “Sabret” derdim.
Konfor yerinde. Gezmedikleri, görmedikleri yer kalmamış. Öyle bir noktaya gelmiş ki,
mutluluğu başkalarıyla kuracağı ilişkilerde arayacak amma, insanlardan korkmuş.
Kadın kocasının, koca da karısının her istediğini yerine getiremez. Asıl anlaşmazlık bundan çıkıyor.
Gözlemlediğim kadarıyla evlilikte yapılan en büyük hata “anlayışsızlık”.
Kadın da erkek de, eşinde İslâmiyet’in esaslarını görmek ister. Evin reisi, İslâmiyet olmalıdır.
HEKİMOĞLU İSMAİL
Re: Eşimle Anlaşamıyorum(!) diyenlere..
Eşimle 1 yıllık evliyiz bir türlü anlasamiyoruz çok inat dik kafalı bana hep hakaret hep küçümseme hep aşağılama hiç bir şekilde bir erkeğin sahiölenmesini göremiyorum annesine babanesine annesnesine vs butün kan bağı olan kadınlara karşı iyi şefkatli saygılı sevgi sözcükleri söyleyse kıskanan seven sevdiğini belli edene biri iken bana sanki bir hayvan gibi ite kakan küfür eden hatta ve hatta dün büyük ananeşi vefat etti ben bunu tlf aneme anlatırken vadesi yetmiş olmuş dedim eşimde ordan senin vaaden yeter dedi ağladım bunu duyunca hiç ilgilenmedi hatta yatarken başka yatakta yattı bunu benim yapmam lazımken yemek yaparım yağlı tuzlu sulsuu susuz güzel olmamış vs der 1 yıldır hiç eline sağlık demedi ama kendi annesi yapınca kurban olurum ellerine der cildiracak durumdayım dayanamıyorum artık ben de saygısızlık yapmaya başladım kimsem de yok yaşadım yerde tek başımayım bilmediğim bir şehirde yaşıyorum ailemde kimseye anlatamiyorum yaşadıklarımı yapamıyorum ne kalabiliyorum ne gidebilirim sadece dua istiyorum sizlerden düşünün düğünümde bir gece once anası yüzüne beni dövdü çenem mor Du bedende annesine bişey rica etmem neymiş akıl veriyorumsum anasının yanında bana tokat attı arabadan aşağı attı basıp gitti yolun ortasında böyle bir insala böyle bir kaynanalar yaşıyorum varin siz düşünün okadar ankatmak şeyim var ki sadece sabır sebat ve dua istiyorum sizden kardesler
19.01.2017 - Zehirliok Ziyaretçisi