Çok Mutsuzum Ve İçimdeki Boşlukta Kayboluyorum..

Dertli Bir Sual: Ben yönümü bulamıyorum..içi bomboş bir dünyanın içerisine gibiyim..Kuran ögrendim hergün okuyorum ,namaz kılıyorum ama çok mutsuzum içimdeki boşlukta kayboluyorum ..gönderen./black_rose..DENİZ.
************************************************************
CEVAP. Kardeşim hakikat ve hikmetlere ve hayatın gerçeklerine karşı miyop olursak, hayat levhalarını doğru okuyamayız. Okusak da yanlış okuruz. Yanlış yorarız. Işıksız, lidersiz, öndersiz, rehbersiz ve pusulasız yollara çıkanların veya hayat levhalarını doğru okumayanların önüne çok engeller, maniler, korkular, yanlışlar ve sıkıntılar çıkar. Sağını, solunu, önünü, arkasını karıştıran yönünü bulamaz. Algıları bozulan, anlayışı değişen çabuk aldanır. Kardeşim yönünüzü bulmanız için hatırladığım kadarıyla size bir yön, işaret, yer, yurt, ev, çevre tavsiye etmiştim. İnsanlar sorunlarını sıkıntılarını ve hallerini samimi, ihlaslı, temiz, kıymetli, riyasız, aldatmayan, Allah’ı hatırlatan insanlarla paylaşırlarsa, o arkadaşların dini üzere olursa, onların aynası olursa sorunlar çözülür. Yalnız başına bir başına kalanlar; binlerin, onların duasından mahrum kalanların maneviyatları zaif olur. Yalnız kalanların, bir topluluğa cemaate girmeyip bir gurupla beraber olup, onların hakkaniyetli hakiki güzel nurani eylemlerine katılıp onlarla beraber ibadet, zikir, evrat, sohbet yapmayanlar hayatla, şeytanla, nefisle zor mücadele ederler. Hele iman zaif veya tam değilse şeytan, nefis daha çok hücum edecek o insanları mutsuzluğa ümitsizliğe atmaya çalışacak. Hayatı karanlık, sevimsiz, zehirli, sorunlu, acılı, boğucu, sıkıcı gösterecek. Bu levhaları çok görmemek için, güzel levhalar gösteren insanlarla beraber olun. Onlarla oturup kalkın. Çünkü cemaat toplulukları içerisinde ümit, hayat, gaye, amaç, hedef ve emel vardır. İhlas, sadakat, samimiyet, yardımlaşma ve danışma vardır. Bazen yalnız yapılan ibadet, amel ve işler cemaat kadar hayır, sevap ve manevi kuvvet vermez.

Çokluklar içerisinde, varlıklar içerisinde, servetler içerisinde, insanlar içerisinde kendisini yalnız his etmek demek ya kafa dengi adam olmadığı için, ya hasta olunduğu için, ya gerçek dost olunmadığı için ya da insanlardan nefret edip uzaklaşıldığı içindir. Hayatınızın boşluklarını ibadetleriniz dolduramıyorsa o boşlukları büyütüyorsa Kuran doldurmuyorsa başka dolduracak bir şey yoktur. Kalbi önce iman, Kuran, namaz ile sonra dünyevi sevgilerle doldurmak gerekir. Eğer boşluklar bunlara rağmen var ise o zaman ibadetlerin, içi boş okunan kuranlar gırtlaktan içeri geçmiyor. Yapılan ameller, işler Samimi ve İhlasla yapılmıyor ki kalp, ruh ve akıl boş kalmış, boşalmış ve acı çekiyor. Bütün dünyayı insana versen göz ve gönlü doymaz ama ibadet, kulluk ve iman zevki doldurur. İnsan iman olduğu zaman zindanda bile olsa manen cennette sayılır. İman olmazsa insan istediği kadar saraylarda olsun manen cehennemde zindanda sayılır.

Bakın etrafınıza Deniz kardeşim Allah’ın sanatları, isimlerinin tecellileri, yarattığı sanatlar ve güzellikler ile dolu. Kainat kitabını okutacak olan kitapları okursanız boşluklarınız dolacaktır. İçinizdeki boşluklar çevrenizdeki boşluklar dolacaktır. Hayata, olaylara, hakikatlere hikmetle bakacaksınız. Her bakış, seziş bir mana anlam kazanacak. Güzel düşünceler kalbi, ruhu, aklı güzelleştirip rahatlatacak.

Nefis size belki ihtiyacınız olan evinizde görmediğiniz bir şeyler aramanızı isteyebilir. Şeytan, hayatın ve mutluluğun şartını sadece sevmeye bağlayabilir. Sizden gayri meşru bir yönelme isteyebilir. İlgi, alaka, sevgi eksikliğinizi başka şekilde gidermek hissi düşüncesi verebilir. Böyle bir yönelme olduğunu farz edin neticesinde yine acı çekeceksiniz. Kavuşmama, ayrılık, hasretler, özlemler, şartlar, durumlar, olumsuzluklar önünüze çıkıp maddi ve manevi size zarar verecek. Sizi daha kötü yapacak. Bu maalesef geçici çözümdür. Altın tepside sunulan gayri meşru tesellilerin ve sevgilerin ve muhabbetlerin içerisinde maalesef zehir vardır.

Kardeşim, sizin boşluğunuz cemaatle ibadet ile iştiğal ile oyalanma ile Allah’ın sanatlarını temaşa, nazar ve inceleme ile öğrenek yaşamak ile doldurulur. Kuranı doğru anlamlı okumak ile doldurulur. Namazı hakkıyla kılmak ile doldurulur.

Bunlara rağmen yine bazı şeyleri dolduramıyorsak, oda dünyanın faniliği cihetiyle olduğu için dolmaz. Dibi olmayan bir kuyu düşünün ne atarsan dolmaz. İnsanında duyguları, hisleri, arzuları, emelleri hakiki manada şu kısacık dünyanın malları, mülkleri, zevkleri ile hiç dolmaz. O noktada hepimiz bir eksiklik çekiyoruz. Bir boşluk çekiyoruz. Çünkü elimizde olanların hepsi fani, çürük, eskimeye bozulmaya yüz tutan şeyler. O noktadan hepimiz bir boşluk yaşarız. O boşlukları inşallah ebedi hayatta dolduracağız. Allahın cemalini görmekle, Efendimizi(sav) görmekle cennete girmekle dolduracağız. Baki olan şeylerle dolduracağız.

Yönümüzü bulmak için elimizde iman nuru ve ışığı olduğu zaman her şeyin iç yüzü, hakikati, mahiyeti ortaya çıkar.. İman nuru nereye tutulursa, orayı aydınlatıp gerçek yüzünü gösterir. İman eksik olursa, iman zaif olursa görme, anlama, idrak de zaif olur. İmanın zaif ışıkları hakikatleri net göstermez. Bulanık, buğulu ve koyu olanlar kolayca seçilmez. Renkler, desenler, sanatlar tam görünmez.

Deniz kardeşim boşluklarınızı, uçurumlarınızı, ümitsizliklerinizi, mutsuzluklarınızı artırmayın. Küçük göletler ya da havuzlar insanı boğmaz ama büyük göller, okyanuslar, dibi olmayan karası olmayan bir haldedir. Okyanusların büyüklüğünde insan boğulur. Acılar, kederler, ümitsizlikler büyüdükçe başa çıkılmaz, baş edilmez, mücadele edilmez hale gelir. Nasıl arılara ilişildikçe daha çok insana saldırır. Öyle de sıkıntılara ilişilip, gözde akılda fikirde büyütülürse öyle insana hücum eder, onu yorar, rahatsız eder, acıları sokar, komaya sokar.

Nazarınızı, niyetinizi, fikrinizi, bakışınızı güzel tutun. Bu da geçer yahu deyin. Hepimizin hüzün ve hazan mevsimleri olur. Hepimiz bazen alacakaranlık kuşaklara gireriz. Karanlık tünellere gireriz. Gecede kalırız. Ama tünel biter, sabah olur karanlıklar beyaza döner. Olumsuzluklar değil, bu hayatta biter deyin. Ahretinize güzel, manzaralarını düşünün. Hayatın güzel taraflarına bakın. İmanınız için, sağlığınız için, hayatınız için şükür edin. Ahirete nisbeten küçük çakıl taşları hükmünde olan sıkıntılarınızı uhud dağı gibi büyük yapmayın. Ne kadar sağlam olursanız, o kadar dayanırsınız. Ne kadar zaif olsanız, hemen yıkılırsınız. Yaprağın rüzgar önünde savrulduğu gibi olursunuz.

Şeytanın size “mutsuzsun, mutlu değilsin, yalnızsın bak ibadetler ve kuranda doyurmuyor kalbini ruhunu” sözlerine aldanmayın. Kanmayın. Girdaplar çukurlar uçurumlar tehlikelidir. Umutsuzluk girdaplarına düşüncelerine ümitsizliklerine düşmeyin. Güzel görün güzel düşünün hayatınızdan lezzet alın. Ümitsizlikle hayatınızı, mutluluğunuzu katletmeyin, tahrip etmeyin. İmanı olmayan, ahreti olmayan, sağlığı olmayan, sıhhati olmayan, afiyeti olmayan, ayağı gözü kulağı olmayanlar mutlu olup hayata tutunurken siz neden çok mutsuzum diyorsunuz. Başınıza büyük felaketler, acılar, kederler gelmedi. Düşünün sevdiklerinizi bir gecede kaybetmediniz. Dünyada yapayalnız değilsiniz. Sevgi, ilgi, alaka, muhabbet eksikliğiniz olabilir. Ama hayatta sadece bunlarla mutlu olmak yoktur. Yaşatılmanız, iman sahibi olmanız, Allaha ibadet etmeniz, kul olmanız, Onun merhametini bilmeniz sizi gözetip, sevdiğini bilmeniz size cennetlerini hazırladığın bilmeniz, size güzel cemalini göstereceğin bilmeniz, sağlığınız sıhhatiniz ve ötekiler size mutlu etmeye yeter. Mutluluk şartını sadece yalnızlığa bağlamayın. Bir çok zat yalnızlığı tercih etmiştir. MUTLULUĞUN ŞARTINI SADECE SEVMEYE BAĞLAMAYIN NİCELERİ VAR SADECE RABBİNİ SEVEREK MUTLU OLMUŞTUR. Mutluluğun şartını sadece aşka bağlamayın niceleri rabbini aşkla sevmişte başkalarına kalbinde yer kalmamış.Mutluluğu sadece birilerinin size iltifat edip güzel sözler söylemesine bağlamayın niceleri vardır ki, rabbinin bir iltifatı için her şeyini feda edecek hale gelmiştir.Mutluluğu sadece yokluklara ve ayrılıklara bağlamayın niceleri varıdır ki, yokluk içerisinde manevi sultan olmuşlar.Mutlulukları sadece sıhhate bağlama niceleri vardır ki, yatalak olduğu halde hayatı sevmiş ve mutlu olmuşlardır.Her hal için, her olumsuzluk için, her acı için, her çıkmaz ve mutsuzluk için, her vefasızlık için, her ayrılık için, her darbe için, her müşkül için, Allah ne güzel vekildir o bana yeter deyin..Hasbunallahu nimel vekil nimel nevla nimel nasir deyin.Ondan isteyin, ondan umun, ondan her şeyi bekleyin, ondan dilenin,ondan talep edin, ona güvenip, ona dayanın. Ona sığınıp itimat edin. ona sarılın, ona müracaat edin, ona bağlanın, onu sevin, onunla olun, onu isteyin, ondan korkun, ondan sakının, ondan muhabbet isteyin.o varsa her şey vardır.Deyin rahat edin.

Bir zaman ümitsizlikle alakalı bir yazı yazmıştım.O yazıyı faydası olur diye yine burada vereyim.

Ümitsizlik,Rabbinin kendisini unuttuğunu düşünmektir. Rabbine acziyet vermek, onun her şeye gücü yettiğini unutmak ,onun sesini duymadığını düşünmek ,Rabbinin rahmet sınırlarını bilmemek demektir.
Ümitsizlik demek, Allaha ve kadere iman etmekte eksiklik var demek. Allahtan ümidini kesip, şeytanı sevindirip, onun tuzağına düşmek ve şeytandan medet ummak demektir. Ümitsizlik, Rabbini insanlara şikayet etmek, nefsinin isteklerine boyun eğip onun isteklerini gayri meşru yollardan temin etmeye çalışmak demektir.
Ümitsizlik demek, hayatını sonbahar etmek, onu kışa sokmak üşütmektir.Sonbaharın fırtınaları ve şimşeklerine maruz bırakmak, kışın hiç bitmeyeceğini düşünüp yazdan ümidini kesmektir.
Ümitsizlik hayatı katlederken,mutluluğu da tahrip eder ve bozar. Ümitsizlik, intiharın uçurumuna gelmek, dünyada kendisine yardım edecek kimseler kalmadı diye düşünmektir.
Ümitsizlik demek, karanlık, boğucu, sıkıcı bir zindanda kendini tasavvur etmek,çıkışı ve dönüşü olmayan bir yola girmektir.
Ümitsizlik, denizlerde küreksiz kalmış sandal, ışığı olmayan bir tünel gibidir.
Ümitsizlik, ayağı topal, gözü görmeyen, eli çolak,dili lal bir adam gibi olma halidir.
Ümitsizlik, konuşacak çok şeyi olup da konuşamamak, sevecek çok şeyi olup da sevememek, sevineceği çok şeyi olup da gülememektir.
Ümitsizlik, çorak topraklara su gelmeyecek,rahmete erişmeyecek,hayat bulmayacak düşüncesine kapılmaktır. Ümitsizlik, sıhhatten ve afiyetten ümidini kesip kendisini kedere atmak, yaşadığı kötü olay ve hadisatların hiç bitmeyeceğini düşünüp kederlenmek, gördüğü kabuslu rüyaların hiç bitmeyeceğini düşünmektir. Ümitsizlik, karası olmayan bir deniz, dibi olmayan bir okyanus gibidir.
Ümitsizlik, sabahı olmayan bir gece, baharı olmayan bir kış, uyanışı olmayan kabuslu bir rüya gibidir.
Ümitsizlik, kendini koca dünyada kalabalıklar içerisinde yapayalnız hissetmesi, herkesin kendisine sırtını dönmüş tevehhümüne düşmesine zemin hazırlama halidir.
Ümitsizlik, kullardan medet umup Rabbinden umudunu kesmek, onların temellükü ve zilleti altına girmektir.
Ümitsizlik, insanın kendisini anlamaması ve kavgalı olması, umutlarını katledip onları idam etmesidir.
Ümitsizlik,güneşin doğmayacağını düşünmek, yazın gelmeyeceğini tevehhüm etmek endişesi taşımaktır.
Ümitsizlik, isyan, nisyan, hayata küsmek, hayatı kapkara görmek, sevdiklerinin vuslatına inanmamaktır.
Ümitsizlik, hayatın katili, mutluluğun tahripçisi, mutluluğun eceli, karamsarlığın başlangıcıdır.Umudun bittiği yer umutsuzluğun başladığı yerdir. Umudun bittiği yer dalaletin, şekvanın, isyanın ve intiharların başladığı yerdir. Ümitsizlik ,ateşin odunu yediği gibi insanı tüketen bir kordur. Bu kor ve ateş insanın hayatını tüketir ve bitirir. Ümitsizlik içine düşülen bir girdap gibidir.İçine girildiği yada düşüldüğü zaman çıkması zordur.
Ümitsizlik, ümidini ve hayallerini yitirmek, sevdiklerini yitirmek, rahmeti öldürmek, neşe ve sevinçlerini eksiltmektir.
Ümitsizlik sıfırın altında otuz derecede kalbini ve ruhunu üşütmek dondurmak ve buz kestirmektir. Ümitsizlik, öyle bir muzır ve zararlı ve elemli bir hastalıktır ki sevimli, neşeli, canlı, hayatı karartır. Öyle zehirli bir vebadır ki girdiği yerleri kurutup yandırır. Evet ümitsizlik böyle bir zarar verirken ümitsizliğin zıddı olan ümit ise hayat, ışık, neşe, şükür, tevekkül, teslimiyet, sevinç, aydınlık, kolaylık, rahatlık ve saadet verir.
Ümidi olan için keder, elem, acı, endişe, tasa ve kaygı olmaz. Ümidi olan için karanlık, korku, yalnızlık, ürperti ve vahşet olmaz.
Ümidi olan için rahmet, hikmet, emniyet ve saadet vardır.
Ümidi olan için gözyaşı, şekva, nisyan, isyan ve dalalet olmaz.
Ümidi olan için her şey vardır.Çünkü ümidi olanının her şeye gücü yeten, her şeyi idare eden, her şeyi veren, her şeyi affeden, her şeyi getiren ve götüren Rabbi vardır.Kalbinin hatıratlarını bilen ve işiten, ihtiyaçlarını gören ve gönderen, niyaz ve tazarrularını işiten ve veren Rabbi vardır. Korkularını gideren, düşmanlarını mahveden, endişelerini bitiren, kudret ve kuvvet sahibi Rabbi vardır. Ümidi olan için rahmet kapıları, hikmet kapları ve inayet kapıları kapalı olmaz daima açıktır.
Ümidi olanın Rabbinin rahmetinden, kereminden ve hikmetinden nasibi daima vardır.Ümidi olanın af ve mağfiretten endişesi ve kederi olmadığı gibi rahmetten de şüphesi yoktur.
Ümit güneşinin olduğu yerde ümitsizliğin mumları bir anlam ifade etmez. Işık geldiği zaman karanlığın hükmü kalkar.Ümit hayatımızın parlak ışığı, solmaz güneşi ve bitmez enerjisi olmalıdır. Böyle olursa ümit yok olmaz, kararmaz ve bitmez.Vesselam


2 yorum

Yardim edin lutfen

Oncelikle herkeze iyi sabahlar

Benim Adim Mehmet 22 yasindayim belcika dogma buyumeyim turkcem fazla iyi degil

Ben bundan tam 2 sene once biriyle tanistim cikmaya basladik basta kizi fazla sevmiyordum oda beni
Ama nolduysa 6 ay sonra beraber olduk kizin ilk defasiydi ondan sonra ben kiza cok fena asik oldum sahiplendim
Sanki karimmis gibi geliyodu bana o béni deliler gibi seviyodu ama bense hic fazla umursamazdim simdi
O beni terketti ve goruyorumki baska erkeklere konusuyo felan cok zoruma gidiyo cok ama cok kiskaniyorum
Ilk defa basima Boyle bisey geliyo cok kotuyum uyuyamiorum ONU hep dusunmekten kendimi olduresim geliyo denemek istedimde
Ama olmadi tam arabamla otobana cikip kaza yapim derken polis béni durdurdu sevinsemi aglasami bilemedim

Hemde cok borclarim var kiza karsi devlete arkadaslara ne yapicami bilmiyorum bana lutfen yardim edin

21.11.2012 - Mehmetakyuz

Re: Yardim edin lutfen

Sevgili kardeşim; Birseyleri yanlış yaptıgının farkına varmak ve samimi tevbeye yaklaşmak içinde isen merak etme kaybedeceğin hiçbirsey yok. Hem Yabancı bir toplumdasın hem de ahir zamandasın. Ve sen vicdanının sesini işitebiliyorsun. Burada kazanmaya başladın işte. Gercek bir kul gibi Allaha güven ona dayan . İşte o zaman cok güçlü olursun. Ve en cok sevdiğin insanlar bile seni yıkamaz zaman. . Belki senin ayaklar yere sağlam basan bir insan ldugunu gören kişi de pişman olup sana dönmek ister. İster dönsün ister dönmesin önemli değil. SEN YRYÜZÜNE NE İÇİN GÖNDERİLDİĞİNİ BİLİRSEN (Allahı tanımak ve ona ibadet etmek için) Senin dışında gelişne dünyalık işler seni sarsamaz... Bu cıkmazların bu acıların ASIL GAYEMİZİ unuttukca yeniden yeniden keşfetmek için rahmet yönü de var Allahu alem. HERSEY GÜLLÜK GÜLİSTANLIK OLSA HAYATIN NASIL BİTTİĞİNİ ANLAMADAN sorgulamadan gafilce ömrümüzü tüketirdik herhalde Allahu alem. AMA ASIL GAYEYİ BULDUGUMUZDA ARTIK ACILARA LÜZUM DA KALMAZ [O ANLAMDA] ..

02.12.2012 - Zehirliok Ziyaretçisi

Konular