Yeni Gelinlerde Cinsel İstek Azlığı:

Yeni Gelinlerde Cinsel İstek Azlığı:










Bazı kadınlar, hele kadınlığa daha yeni adım atan bazı gelinler cinsel ilişkiden hiçbir zevk almazlar. Cinsel birleşmeye katlanılması gereken nahoş bir görev gözüyle bakarlar. Kadındaki bu soğukluk ya bütün ya da kısmi olur. Ayrıca bu soğukluk doğuştan olabileceği gibi sonradan da meydana çıkabilir. Bütün soğuklukta, kadın cinsel ilişkiden hiçbir zevk almaz, hatta cinsel ilişkiden nefret edebilir. Yarı soğuklukta ise, kadında zaman zaman bir uyanma olur. Bütün soğukluğa pek az rastlandığı halde yarı soğukluğa evli kadınların hemen yüzde 10′unda rastlanır. Bazı araştırıcılar bu oranı yüzde 40′a kadar yüksek göstermektedirler.










Ancak burada cinsel soğuklukla orgazm olmayışı birbirine karıştırmamak lazımdır. Orgazma ulaşamayan her kadın soğuk değildir. Cinsel soğukluk demek, karşı cinsi arzu etmemek demektir. Yani cinsel arzunun olmayışıdır, kadında cinsel isteğin az veya hiç olmayışı demektir. Bir çok kadında normal hatta normalin üstünde de arzu olur da yine de orgazm meydana gelmeyebilir.










Evlilikten önce ve evliliğin ilk günlerinde kadının arzu duymayışı normal sayılmalıdır. Cinsel ilgiye kapalı yetiştirilen kızlarda bu hal çok sık görülür. Burada şunu belirtmek doğru olur. Bir kızın gerçekten bir kadın haline gelmesi için bir çok kereler sevişmesi, birleşmesi şarttır. Nitekim bazı kadınlar sırf kocalarının anlayışsızlıkları nedeni ile hayatları boyunca cinsel arzu duymazlar. Duyanlar da bir türlü arzularını tatmin edemedikleri için ruhsal hastalıklara sürüklenirler veya soğuk bir kadın olurlar. Kadın ancak ruhuna hitap edildiği zaman uyanır.





Erkeğin bunu kesinlikle bilmesi şarttır. Eşinin uyanışı ile zevk alabilen erkek her şeyden önce eşine zevk verip vermediğini kontrol etmelidir. Sevilmek demek anlaşılmak demektir.
Erkek, eşinin cinsel davranışlarını ilişkinin mutluluğu için büyük bir titizlikle gözlemelidir. Erkeğine karşı arzu duymayan ya da arzuları tatmin olmayan kadın, yuvasına neşe ve huzur veremez. Erkek de evde bulamadığını dışarda aramak zorunda kalır. Bu yüzden kadında soğukluk problemini geniş ölçüde vermek istiyoruz.








Soğuk kadında aşka karşı ya çok az bir eğilim vardır, ya da hiç yoktur. Bunlar cinsel temastan zevk almazlar, kocalarına karşı pasif davranırlar. Hamile kalarak çocuk doğurabilirler, çoğunlukla da ideal bir anne olurlar. Akıllı olanları kocalarını mutlu etmek, onlara daha fazla zevk vermek için soğukluklarını gizlerler, arzu duyuyormuş gibi yaparlar. Bazıları ise soğuklukları ile iftihar etmeye bile kalkışırlar hatta bunu her yerde söylerler. Bu yanlış bir davranıştır.







Kadının Cinsel Soğukluğu:









Cinsel birleşmeden gereğince zevk almayan veya cinsel istemi olmayan ve cinsellikle ilgili davranışlar ve uyarılara ilgi duymayan kadınlara genel olarak firijit denmektedir. Fakat bu deyim doğru bir tanımlanma olarak artık kabul edilmemektedir. Çünkü firijit, yani gerçek anlamda cinsel açıdan soğuk kadın yoktur. Ancak cinsel uyarılmaya az oranda cevap verenler vardır. Bir kadının cinsel yönden soğuk olması onun kısır olması anlamına gelmez. Kısırlık, kadın sorunlarının en ciddi olanlarındandır.
Cinsel istem azlığı veya tutukluğu olan kadınlarda erotik uyarılmaya cevap yoktur. Bu kadınlar cinsel davranışlardan zevk duymazlar. Fizyolojik olarak cinsel uyarım belirtileri göstermezler. Örneğin eşi tarafından uyarılmalarına ve cinsel birleşmeye rağmen vajinada nemlenme olmaz. Bunların bazıları dokunmadan hoşlanırlarsa da pek çoğu en küçük bir zevk bile almazlar. Hatta bazıları cinsel davranışlardan nefret eder. Esasen cinsel uyarıya hiç cevap vermeyen kadın yok gibidir.









Cinsellikten zevk almayan kadın, cinsel birleşmeye adeta bir işkence gibi bir yaklaşım içindedir. Bazıları genellikle ekonomik nedenlerle zevk duymadıkları cinsel birleşmeye katlanırlar. Bazıları itici buldukları cinsellikten kaçmak için çeşitli hastalık bahaneleriyle cinsel birleşmeden kaçınırlar. Pek çoğu evliliklerini sürdüremezler. İstatistiklere göre bu tür rahatsızlığı olan kadınlar iyileşmek için bir çaba sarfetmezler. Cinsel birleşmeyle ilgili sorunları olan erkekler ise, bu durumdan kurtulabilmek için gerekli türlü girişimi yaparlar.
Bu soğukluğun yerleşmesi halinde bu kadınlarda kendinden iğrenme, umutsuzluk ve depresyon gibi belirtiler ortaya çıkar.










Özellikle yeni evli bir kadının olgun bir kadın gibi cinselliğ yaşaması beklenemez. Hele cinselliğe karşı kötü ve tehlikeli olduğu ileri sürülen bir bakış açışı içinde yetişen bir genç kızın evliliğinin ilk gününden itibaren cinselliği bütün doyumu ile yaşaması mümkün değildir. Diğer bir deyimle cinsel birleşme ile orgazma ulaşmayı öğrenebilmesi için belirli bir süre gerekir. Bu süre kadından kadına değişmektedir. Kadındaki cinsel soğukluğun tabanında, cinsel zevki bir erkekte birlikte paylaşma tutukluğu ve korkusu vardır. Ödipüs kompleksi ve bazen görülebilen “erkek düşmanlığı” ile cinsellikte başarısızlık korkusu ya da cinsellikle ilgili suçluluk duyguları frijiditenin nedenleri arasında ileri sürülmektedir. Bu tür duygusal engeller kadının cinsel uyarıya cevap vermesini de engellemektedir.
Tedavide en önemli unsur önce korku ve kaygıdan uzak bir sevgi ortamına eşlerin ulaşmasını sağlamaktır.











Cinsel Soğukluğun Çeşitli Nedenleri Vardır:









Cinsel ilişki esnasında kadının fiziksel ve ruhsal davranışlarını bozucu ya da engelleyici, hatta ketleyici (cinsel ilişkiden soğutucu) bir grup etken de cinsel ilişki esnasında etkili olur. Buna tiksinme, çekinme denir. Örneklerde açıklanacağı gibi.








1) En baş ve çoğunlukla rastlanılan soğukluğa sebep: Kadın-erkek arasında büyük yaş farkı olması ve erkeğin cinsel organının yeterince dikleşmemesi, böylece kadına yeterince zevk vermemesinden olur. Bazen de erkek kadını uyarmasını bilmez. Daha kadın yeni uyanırken erkek boşalır ve kadın cinsel temastan bir şey anlamaz. Bu nedenle cinsel temasta bulunmak istemez. Erkek ile kadın arasındaki yaş farkı 10 yaştan fazla olmamalı. Herhangi bir nedenle kamış yeterince dikleşmiyorsa (iktidarsızlık) bunun düzeltilmesi imkanları vardır, çaresine bakmalıdır. Erkek ve kadın cinsel temasta karşılıklı birbirlerini tatmine çalışmalı, bunun için genellikle görev erkeklere düşer, temastan önce hanımını uyarmalıdır.
Cinsel İlişkiden Kaçan Kadının Ve Kocasının Şikayetleri:
Kocanın şikayeti: …”Ben yatağa giriyorum, karımsa bulaşık yıkamakla meşgul. Kendisine şimdi şu işi bırakıp yarın yapsan olmaz mı, diyorum.”
Kadının şikayeti: “Mahsus gitmiyorum. Çünkü gidersem hemen o işi yapmak isteyecek, sevişmeden, okşamadan…ve sonra sırtını dönüp yatacak.”













2) Kadının bedenen, ruhen ve cinsel yönden kocası tarafından beğenilmeme korkusu da kadında soğukluk meydana getirir. Bu korku evliliğin ilk aylarında daha çok olur. Sözlülük ve nişanlık dönemleri, bu korkuyu ve utanmayı atmaya yarar. Eşler daha birbirini istemeden, bedenen ve ruhen anlaşıp birbirini beğeneceklerini kestirmeli, ondan sonra evlenmeye talip olmalıdır.











3) Kadının hamile kalmaktan korkması da onu cinsel isteksizliğe iter. Genç ve orta yaşlı kadınların gebe kalma korkusu, en büyük korkularıdır. Ama yaşa ve sağlık durumuna göre her ay kadın ve erkeğin belirli sayıda cinsel temas istekleri olur ve olmalıdır da. Bedenen ve ruhen sağlıklı kalmaları için bu temasların yerine getirilmesi gerekir. Eşlerden biri buna cevap veremezse, ailenin dengesi bozulur.












4) Kocasına karşı kin ve nefret duyma da kadında cinsel soğukluk yaratır. Kadının gönlü olmadan istemediği erkekle evlenmesi bunda en baş rolü oynar. Bunu önlemek için her iki tarafın kendi arzusu ile evlenme olmalıdır.










5) Kadına ilgisizlik, saygısızlık ve sürekli horlama, kadında cinsel isteği azaltır. Cinsel birleşme sırasında, o ana dek bilinç alanında olmayan, geçmişte bilinçdışına ittiği, kocasının onu çok kıran, varlığını yaralayan, hiçleyen sözlerinin ya da davranışlarının birden bilinç alanına çıkması, cinsel birleşmede orgazma ulaşamayan kadınların çoğunda tesbit edilen ketlenme (aniden cinsellikten soğuma) biçimidir.











6) Bedenen ve ruhen kadının fazla yorgun düşmesi onun cinsel bakımdan sönmesine neden olur.












7) Sigara, çay, kahve, alkol gibi vücudu zehirleyen maddelerin fazla kullanılması, erkeklerde olduğu gibi kadınlarda da cinsel isteğin sönmesine neden olur.
Bazı ağrı kesici ilaçların, hormonların fazla kullanılması zamanla tüm sinirleri yıpratır ve kadınlarda cinsel soğukluğa yol açar. Bu nevi ilaçlar çok az ve seyrek kullanılmalıdır.









9) Sürekli üzüntü, keder ve acılar da tüm sinirleri yıpratır, dolayısıyla kadında soğukluğa neden olur. Sinir bozukluğu tüm sağlığı kemirir.











10) Beslenmedeki dengesizlikler, hatalar, yeterli ve dengeli beslenmeme, vücutta genel güçsüzlüğe, kofluğa, cinsel soğukluğa neden olur.










11) Kalabalık aile. Cinsel ilişkinin görülme veya duyulma korkusu, kadını cinsellikten uzaklaştıran sebeplerdendir.
Soğukluğun Tedavisi:
Soğukluğun tedavisi, bunu meydana getiren unsurlara bağlıdır. Eğer kadında soğukluk kocanın bilgisizliğinden geliyorsa bu durum derhal giderilmeli, erkek eşi ile gereği gibi meşgul olmalıdır. Erkeklerin çoğu sevişmeyi bildiklerini zannederler bu hususta bir şeyler öğrenmek istemezler. Ya da kısır bilgilerinin dışındaki fikirleri kabul etmezler. Oysa eskiye göre durum çok değişmiştir. Cinsel bilgisi noksan, tekniği zayıf bir erkek, eşine çok güç hakim olabilir. Kadın iş hayatına atılmış, topluma tamamen girmiştir. Üstelik gördükleri her şeyde cinsel bilgi verecek şeyler bulmaktadır. Sinemalarda, tiyatrolarda, kitaplarda çeşitli aşk sahneleri seyredip okumaktadırlar. Kocasının davranışları ile uyanmayan kadın, gördüğü okuduğu çeşitli örneklere bakarak eşini kıyaslayacaktır. Bu kıyaslamada erkeğini zayıf ve beceriksiz bulan kadın için yaşam çekilmez bir hale gelecektir. Son yıllarda yuvalarını terk edip kaçan evli kadınların sayısı bu yüzden gittikçe artmaktadır. Erkeğin boş gururu kadını eve bağlamaya yetmemektedir.
Geri kalmış veya İslamî duyarlıktan uzak toplumlarda erkek, yalnız kendi zevkini tatmin için evlendiğinden eşinin arzularını hiçbir şekilde hesaba katmaz. Bazı erkekler, evlenmeden önce aşk ticareti yapan kadınlarla haram olduğu halde cinsel temas etmiş olabilirler. Burada bir fahişenin zevk alması düşünülemez. Erkek de bu yüzden kadında zevk aramaya alışamamıştır. Oysa evlilik yeni ve farklı bir ilişkidir. Bekarlığındaki durumu mutlak surette değiştirmesi gerektiği halde, çoğu erkek aynı davranışı sürdürür. Eşi ile bir fahişe ile yattığı gibi yatar. Onun zevk almasını düşünmez bile.
Bazı toplumlarda kadının cinsel ilişkide zevk belirtisi göstermesi ayıp sayılır ve kadının hisleri erkeklerin kompleksleri yüzünden bile bile körletilir.








Hormon bozukluğu ve dengesizliği yüzünden frijidlik (soğukluk) gösteren bazı kadınlara rastlıyorsak da bunlar azınlıktadır ve tedavileri son derece kolay ve basittir. Kadınlardaki cinsel isteksizliğin temel nedeni psikolojiktir, ruhsal nedenlere dayanır. Bu nedenlerin çoğunluğu da kadının küçüklükten beri cinselliği ayıp, çirkin, korkunç bir şey bilerek büyütülmüş olmasıdır. Bu tür öğretilerle büyüyen bir kız, evlendikten sonra da cinsel ilişkiyi utanılacak, korkulacak bir şey gözüyle görür. Bu yanlış fikirden kurtulamayan kadınların bir psikiyatriste danışmalarında yarar vardır. Bu durumda kısa zamanda Allah’ın insana en büyük bağışlarından biri olan cinsel zevki tadabileceklerdir.
Bir cinsel yaşantı sürdürdüğü halde bundan hakkı olan zevki alamayan kadın gerçekten acıklı bir durumdadır. İstatistiklere göre boşanma nedenlerinin çoğunluğu, kadının cinsel soğukluğu, kocasına karşı kadınlık görevlerini yerine getirmemesi meydana getiriyor. Gerçi soğukluk hiçbir zaman itiraf konusu yapılmaz. Yapılsa bile mahkeme koridorları değildir bunun yeri. Az çıkar bu türlü itirafta bulunabilecek kadınlar… Fakat tatmin olamayan bir kadın her şeyi mesele yapar, ufacık şeyi gözünde büyütür, herşeye kızar, öfkelenir. Tam bir sinir küpüdür! Geçimsizliklerin temelinde işte bu tatminsizlik yatar ve kadını sürekli olarak rahatsız eder.











Bir kadın, evlilik hayatında bir kez olsun eşzamanlı ruhsal ve cinsel orgazma ulaşmışsa, o kadın “Soğuk kadın” değildir. Ya cinsel uyarımda eksiklik vardır. Ya da uyarılmıştır ama orgazma ulaşamadan yukarıdaki saydığımız nedenlerden dolayı ketlenme olmuştur. Bu da aşktan uzaklaşmasına ve tiksinmesine sebep olmaktadır.
Kadını soğukluğa iten bir başka neden ailelerin tutumudur. Anne ve baba parası ve toplumda çok önemli bir yeri var diye, kızlarıNI yaşlı erkeklerle evlenmeye mecbur ettikleri zaman da cinsel soğukluk kadının yakasını bırakmaz. Bu durumdaki kızlar kocalarından zevk alamazlar. Bu tip kadınlar, kocaları ölünce ya da boşanıp hoşlandıkları bir erkekle evlenince cinsel soğukluktan eser kalmaz…











Kadının soğukluğundan, kocalar da sorumlu olur. Kocaların kötü davranması, hoyrat ve bencil tutumu onları bu hale getirmiştir. Cinsel soğukluk genellikle kadınlarda rastlanan bir durum olmasına karşın, aşırı istek hem erkeklerde hem de kadınlarda rastlanan bir olgudur.











Soğukluk Giderilebilir:












Yeni evli bir kadının bu tür tepkiler gösterdiğine bakarak hemen onu cinsel soğuklukla suçlamak yanlış bir davranıştır. Evliliklerinin ilk günlerinde geline anlayış göstermek gerekir.
Yapılan araştırmalara göre kadınların yüzde 24′ü ilk birleşmede, yüzde 27’si evliliklerinin ilk bir kaç haftasında, yüzde 26’sı bir yıl sonra, yüz 16’sı bir yıldan daha uzun süre sonra orgazmı başarmıştır. Kadınların yüzde 7’si evlilikleri boyunca orgazmla hiç tanışmamıştır.









Cinsel soğukluk duyan kadınların pek çoğu kocasından göreceği sıcaklık, sevgi ve ilgi sonucu normal düzeye ulaşabilir.









Cinsel sağlığını sevgi ve şefkatle kazanamayan kadınların fiziksel veya ruhsal tedavilere tabi tutulmaları kaçınılmazdır.











Cinsel Soğukluğun Giderilmesi:











Evlenen bir kadında genç, orta ve ileri yaşlarda cinsel soğukluk görülebilir, bu istenmeyen bir olaydır. Zira yuvanın yıkılmadan devamı, her yaşta karı kocanın karşılıklı cinsel isteklerine cevap vermeleriyle mümkündür. Aksi halde araya üçüncü bir kimse girer ve yuvanın saadeti sarsılır, yıkılabilir.
Gerek başlangıçtaki ve gerekse sonraki yıllardaki cinsel soğukluklar sebebi tesbit edilerek giderilebilir.











Sık sık seyahat etmeli. Seyahat hem sinirleri dinlendirir ve hem de cinsel uyanmayı sağlar.



Kadın, bir psikiyatr doktora giderek soğukluğunun nedenini çözmeli ve onu gidermenin çarelerini öğrenmelidir. Doktora eşiyle birlikte gitmelidir. Cinsel temasta her türlü korku bir yana bırakılmalı (gebelikde dahil), istekle ve zevkle yapmaya çalışmalıdır.










Cinsel Doyuma Ulaşamayan Kadınlarda Meydana Gelen Hastalıklar:










Eşzamanlı ruhsal ve cinsel doyuma ulaşamayan kadınlarda çeşitli psikolojik ve bedensel hastalıklar meydana gelmektedir. Örneğin; kalp çarpıntıları, mide ağrıları, baş ağrıları, korkular, halsizlik ve sinirlilik…gibi hastalıklar oluşur.










Evliliklerde ve aile içi ilişkilerde eşler çatışmalarını, ruhsal gerginliklerini, güven verici bir psikolojik ortamda gideremeyince, birbirlerine yönelik davranış biçimi olarak ortaya koyuyorlar. Öyle bir davranış biçimi ki, birbirlerine karşı duydukları sevgiyi, kini ifade edebilsin… Örneğin, eşine karşı kızgınlığını, yatağa girer girmez sırtını dönüp yatarak göstermek gibi…












Ne var ki çoğu kez böyle bir davranış biçimine imkan bulunmaz. İşte o zaman çatışmalar, ruhsal gerginlikler bedene yansır, bedene aktarılır, beden aracılığıyla ifade edilmeye çalışır. Yani psikosomatim iletişim denilen özel bir iletişim biçimi geliştirilir. Böylece sözlü olarak kurulamayan iletişim, sözsüz bedensel belirtilerek kurulur.
Gözlemlerimize göre, aylarca, hatta yıllarca süren birçok bedensel belirti ve psikosomatik hastalık, eşlerin bu sözsüz bedensel iletişimi bırakıp konuşmaya, sözlü iletişime geçmeleriyle iyileşmektedir. Psikoterapinin psikosomatik hastalıkları iyileştirme etkisi, sözsüz iletişim yerine sözlü iletişimin geçmesiyle başlıyor. Sözlü iletişimlerin en düzenlisi olan psikoterapi, ilkel olan bedensel iletişim yerine, zihinsel-sözlü iletişimin yerleşmesi, oturması olgusudur.








(Prof. Dr. Kurban Özuğurlu, Evlilik Raporu, Altın kitaplar Y. İst. 1 996, s. 217.)


13 yorum

fani hayat kardeşim

Yazılarınızı okudum.Ne demek görücü usulüyle evlenenler erkekler hanımlarını pek sevmezler kolay kolay aşıl olmazlar.Flörte sıcak bakıyor gibisiniz!?O zaman bu siteye üye olmanızın anlamı ne merak ettim...Çok yanılıyorsunuz..Aslında flört edipte evlenen erkelerin aşkları bitiyor.Ama görücü usulünde ise aşka doğru bir yol uzanıyor..İyice saçmalamışsınız,insanları yanlış yönlendiriyorsunuz amacınız ne çok merak ettim...

08.09.2008 - nurhayat

fani hayat kardesim

evet sende haklısın ama ben evli erkeklerin eslerini yatak objesi gibi görmesini kabullenemiyorum anladiniz umarim

04.08.2008 - asi_061

fani hayat kardesim

sana aile saadeti adlı semerkandın bir kitabı war onu tavsiye ediyorum ki şu görücü usulunu falan kavraman için ve mübaarek annelerimizn eslerini nasıl sevip kıskandıklarını öğrenmen için gercekten faydalanıcaksın ve görüşlerini etkileyeceğinden eminim selametle

09.09.2008 - eda19

asi kardeşim anlıyorum sizi

kardeşim sizi anlıyorum fakat evli erkeklerin eşlerini yatak kölesi olarak görmesindede tek taraflı bişey değildir bu bence.
yani yatak kölesi olarak gören erkekleri kesinlikle savunmuyorum yanlış anlamayın fakat burda kadınında suçu oldugunu düşünüyorum.

tabi bir erkek kadını sadece yatak kölesi olarak görüyorsa onu duygusal olarak sevdiğini söyleyemez buda çogunlukla görücü usulü evliliklerde görülmekte zira görücü usulü evlenen erkeklerin büyük bir kısmı zaten evlendikten sonra eşlerini sevdikleri söylenemez yani aşık falan olmazlar kolay kolay eşlerine.
ama kadın öyle değildir kadınların büyük çogunluguda görücü usulüde evlenseler kocalarını seviyorlar.

yani bu yatak kölesi meselesi bir defa islama ters bişey islamda kadını yatak kölesi olmaya kimse zorlayamaz bu erkeklerinde islamı bildiklerini zannetmiyorum.
yani işin özü siz bu tür dinden diyanetten anlamayan erkekleri görüpte evlilikten erkeklerden sogumayın derim yoksa ileride psikolojik olarak çöküntü yaşayabilirsiniz birazda iyi evliliklere bakın dinini diyaneti yaşayan erkeklere bir bakın derim.

yani sizinle evlenecek adamı iyi seçin sonuçta sizin elinizde olan bişey beni anladınız umarım..

vesselam..

04.08.2008 - Fani_Hayat

fani hayat kardesim

evet anlıyorum sizi tesekkür ederim öncelikle bu konuyla yakından ilgilendigin icin psikolojik olarak erkeklere malesefki hep o sekilde bakar oldum umarım bu gececektir ilginiz icin tesekkür allah a emanet olun

05.08.2008 - asi_061

fani_hayat kardeşim...

Bu aralar bu sitede yazılarınızı bihayli görür oldum.Tabi genel itibariyle sitede yazdığınız yerler hep cinsellik üzerine!Bir insan neden bukadar cinsellik ile uğraşırki diye kendime ve size sormadan geçemiycem.Ben cevabını biliyorum ama bide sizden duyalım...Şimdi yukarıdaki yazınıza geçelim.Nedemek yani görücü usulu evlenen erkekler hanımlarını sevemezler kolay kolay aşık olamazlar.Siz bu yazının aşağısında din ve diyaneti yaşayan erkeklere bakın onların evliliklerini görün diyerlerininkisine bakıp evlilikten soğumayın diyorsunuz ama gayr-u meşru ilişkiyemi insanları teşvik ediyorsunuz bu nasıl bir tezat!Bu nasıl bir anlayış!insanlar nasıl tanışacaklar?Daha parlak fikirleriniz varmı bu konuda...Siz heralde birbirini ALLAH için seven,ALLAH için muhabbet besleyen ve görücü usulu ile evlenen insanlara pek nazar etmediniz heralde.Nazar etmediniz diyorum çünkü birhayli fazla çok şükür ben nazar ediyorum ve kör olmadığım için görüyorum.Çünkü onların evliliği sizin tabirinizle %50 cinsellik üzerine kurulmuyor.o konuyada girecektim ama tahkik abiden ALLAH razı olsun çok güzel ifade ediyor benim okadar açık beyanata karşı birşey söylemem abes olur.Çok açık ve aşikar yazmış zaten.

05.08.2008 - ahsen-

ahsen kardeşe

kardeşim ben bişey söylüyorsam burda atıp tutmuyorum ne söylemişsem se evveliyatında araştırmış sorup soruşturmuşumdur bizzat kendim veya tanıdıklarım vasıtasıyla.

evet ben hala söylüyorum erkekler kolay kolay bizim bildiğimiz görücü usulü evliliklerde eşlerine aşık olamıyorlar ve onları vasat bir sevgiyle karşılıyorlar.
%50 cinsellik meselesine gelecek olursak benim dediğime yine şükredin bazı proflar psikiyatristler %80 diyorlar.

bu arada benim yazımda birilerini gayrı meşru ilişkiye davet edecek bir paragraf cümle veya sözcük gören varsa bi zahmet banada söylesinde bende burda şaşıp kalmayayım arkadaşın dediklerine..

kardeşim lütfen iyice okumadan yargılamada bulunmayın ben dedim ki dinini diyanetini yaşayanlara bakın yani eşlerini sadece yatak kölesi olarak görenlere bakarsanız sizde haliyle erkeklerden sogur evlilikten sogursunuz.
ben bütün görücü usulü evlenenlerinde eşlerini yatak kölesi olarak gördüğünü iddia etmiyorum sadece görücü usulü yapılan evliliklerin çogunda erkek zor seviyor diyorum.
bu kelimemden gayri meşru bişey çıkarmışsanız valla size sadece helal olsun derim başka bişey de demem..

vesselam..

05.08.2008 - Fani_Hayat

yoq

moralim bozuk kafam çok dalgın şntahar etmeyi düsünüyorum bugün çok günah mı? 15 yasındayım
kimseyle kötü brsey yasamadım

03.08.2008 - akasya_61

vah vah vah

şu kadınlar ne problemliler yahu.
erkek o kadar çalışır didinir para toplar evleneyim huzurlu mutlu bir yaşantı süreyim der.
ayrıca mutlu bir cinsel hayatımıda evliliğimle helal dairemde sürdüreyim der.
ama kadın ise bazen zehir eder erkeğe o evliliği.

aslında şehvetin onda/dokuzu kadındadır onda/biri erkektedir.
ama nedense son zamanlarda bu isteksizlik bilmem sogukluk bilmem vajinusmus gibi hastalıkları duyan erkekler korkmaya başlıyorlar acaba ben evlendiğimde eşimde bu olursa ben ne yapcam diye kara kara düşünüyorlar sonucundada evlilikten korkmaya başlıyorlar.

rabbim sonumuzu hayır eylesin ne diyelim..

vesselam...

31.07.2008 - Fani_Hayat

vah vah

asıl siz erkeklere ne demeli yaziyi iyi okuda bak ne güzel demiş erkekler yatakta sadece kendi zefklerine bakarlar ve suc kadında olur dimi bunu bir düsünün isterseniz karsinizdaki sadece sizin zefklerini gidermek icin degil sizinle bir ömür mutlu olmak icin yuva kuruyorlar ama öyle erkekler varki kadınları sadece yatak kölesi gibi görüyorlar haksizmıyım sizce bunu bir düsünelim

01.08.2008 - asi_061

asi kardeşim haklısınız

kardeşim haklısınız kesinlikle size hak vermiyor değilim.
bende bir erkek olamama ragmen tasvip etmiyorum kesinlikle erkeklerin bu davranışlarını sadece kendilerini düşünmelerini.
zaten islamı bilen peygamberin sünnetini idrak eden bir erkek kendiyle beraber eşininde yaşadıgı özel anlardan zevk almasını istemeli.
sonuçta herşey erkekte biter.
bir erkek eğer kendini bilirse kadın istemese bile kadını o kıvama getirir.
zaten bu isteksizliğin sogumanında ve vajinusmus gibi vakalarında hepsi psikolojikse bunda erkeğin payı tabiki vardır ve aklı başında bir erkek eşinin bu problemlerini rahatlıkla konuşarak çözer hiç psikologlara gitmeye bile gerek kalmaz.

ama bazen öyle vakalar duyuyoruz ki şaşıp kalıyoruz.
son dönemlerde özellikle bu sorunlar yüzünde ayrılma eşiğine gelenler var burda sorun sadece erkektede değil sonuçta iki kişilik bişey erkek bazende her şeyi yapar sabır gösterir ama kadın bişey yapmaz bu sorunuyla ilgili kendini yenemez kendi tabularını psikolojisini atamaz,işte o zaman erkek ne yapsın bende size soruyorum?

vesselam..

02.08.2008 - Fani_Hayat

fani hayat kardesim

evet belki bu konudada siz haklısınız ben bekar bir kızım ama inanin erkeklerin su kadınları sadece yatak kölesi gibi görmeleri beni evlilikten erkeklerden öylesine soguttuki bunu herkesten duyuyorum inanin o zaman midem bulaniyor neden erkekler kadınları direkt cinsel bir obje gibi görüyor biri bana bunu anlatsın

03.08.2008 - asi_061

asi kardeşim

kardeşim sizde son derece haklısınız lakin kimse durup dururken kadınları cinsel obje olarak görmez biraz geçmişe bakalım bundan 20-25 yıl öncesinde dedelerimiz anlatır bir kadın adını söylemekten utanırmış.
şimdiye bakıyoruz bırakın adını yol üstü öpüşmek isteyen kadınlarla çıplak kadınlarla dolu her taraf.

geçmişte kadın cinsel obje olarak görülmez di çünkü kadın çıplak değildi ama şimdiki kadınlar kendilerini bilerek o hale getiriyorlar yani erkeğe malzeme yaratıyorlar.
yani kadının cinsel obje olarak görülmesi kadının kendi elinde olan bişey kadın kendini o hale getirmişse erkek zaten ona duygusal olarak bakmaz ki cinsel olarak bakar.

benimde bir kaç arkadaşım vardı kadınları cinsel obje olarak görüp kadınlara laf atanlar falan sordum bir gün neden böyle yapıyorsunuz dedim.
bana verdikleri cevap şu oldu;görmüyorsun arakadaş nasıl giyinmişler sen bizim adam akıllı yada çarşaflı birine dil uzattıgımızı onu cinsel obje olarak gördüğümüze şahit oldunmu?ki biz öylelerine o gözle bakmayız bile dediler.

yani verdikleri cevap herşeyi oldugu gibi gösteriyor.
burda suçu erkekten ziyade kadınlarda aramalısın kardeşim git o erkeklerden şikayet edenlere sor bence siz ne yaptınız sizin erkeğiniz sizi sadece yatak kölesi olarak görüyor size duygusal olarak yaklaşmıyor?diye sor bakalım.
alacagın cevaplara göre kendince bir değerlendirme yap dediklerime hak vereceksin bence..

vesselam..

03.08.2008 - Fani_Hayat

Konular