2.3.1. Müstehcenlik ve Gazeteler

1980 sonrası dönem aynen 70'lerde olduğu gibi tehlike sinyalleri vermeye başlamış, kamuoyu baskısı sonucu hükümet, müstehcen yayınların önlenmesiyle ilgili bir kanun çıkarmıştı. Ama, bu aşamadan sonra bu eğilimin önüne geçilmesi mümkün görülmüyordu. Çünkü, olay sadece bir kanun meselesiyle halledilmekten çok uzaktı. Konu sadece birkaç dergiyle sınırlı gibi anlaşılmaktaydı. Bu önemli problem basının da yönlendirmesiyle "birkaç derginin poşete girerek" yayın yapmasıyla sınırlı kaldı. Ancak, yayınlar aynı şekilde devam etti.

İlgi çeken bir başka husus da müstehcenliği savunan yayın gruplarıyla, "tabular yıkılmalı" diyerek dine, evliliğe, aileye saldıranların, eşcinselliği, transseksüelliği savunanların aynı gruplar olmalarıydı. Aynı gruplar bekaret kavramına, "toplumun değerlerini yeniden gözden geçirmek" sözüyle saldırıyordu. AİDS hakkında yapılan yorumlardan rahatsız olanlar, lezbiyenlik ve homoseksüelliğe arka çıkanlar, aile içi cinsel ilişki, komünal hayat, grup seks gibi konulara el atanlar aynı zümrenin mensuplarıydı.79
Bu şartlar altında Türkiye'de bazı çevreleri Amerikan porno dergisi Playboy'un ilk İslam ülkesi olarak Türkiye'de yayınlanmasını gururla yazmaktaydılar.

1980'lerin ilk yarısında Türkiye'de çıkan gazeteler, 12 Eylül'ün hemen ardından darbeyi meşrulaştırmak için genellikle cinayet haberlerine, aile facialarına yer vermiş, daha sonra ise bu haberler yerini, "özel hayat haberlerine" bırakmıştır. 1980'lerin ortalarından itibaren özel hayat kamusallaşmaya başlamıştır. Türkiye'de o zamana kadar mahrem kabul edilen birçok alan ilk kez kamuoyunun gündemine gelmiştir. Cinsel eğilimler sınıflandırılmıştır (eşcinseller, biseksüeller, transseksüeller, zıtcinseller). 1989 yılında büyük gazeteler, gazetelerin yanında Pazar günleri, ücretsiz magazin dergisi adı altında çıplaklığın bol miktarda sergilendiği dergileri ek olarak vermeye başlar.80

1983 yılında Günaydın'dan ayrılan Rahmi Turan, bu kez erotik öykü ve fotoğraflarla magazin haberlerine daha çok yer veren, yine Sedat Simavi'nin oğullarında Haldun Simavi'ye ait Tan gazetesini çıkarır. 1983 yılında Tan gazetesinin günlük tirajı 850 binlere ulaşır.81

1982 yılında sağ kesimin önemli gazetelerinden Tercüman gazetesinin sahibi Kemal Ilıcak'ın eşi Nazlı Ilıcak Bulvar gazetesini çıkarmaya başlar. Ilıcak gazetenin ilk sayısında şu satırlara yer vermiştir: "Dünyanın her yerinde fikir gazetelerinin yanısıra büyük tiraj yapan bulvar gazeteleri de yayınlanır. (Bulvar gazetesi) okuyucusunun hem gözüne, hem gönlüne hitap eder. Sevimli çizgileriyle öğretirken eğlendirir, düşündürürken gülümsetir. Biz, ismimizden anlaşılacağı üzere Bulvar gazetesiyiz."82 Bulvar gazetesi müstehcenlikte Tan gazetesinden geri kalmayan yayınlar yapmıştır.

Müstehcenliği yaygınlaştırma hususunda önemli rol oynayan Türk basınının başörtüsü yasakları ve bu yasakların protesto edildiği dönemlerde attığı manşetlerden bazıları ise şöyleydi.: "Yasakbaşlılar rektörlüğü kuşattı", "Türban çarşafa dönüştü", "Azgın sakallıya coplu ders", "Siyah başkaldırı kırılıyor", Çarşaflı tahrik", "Türbanın arkası kara çarşaf", "Bugün türban yarın çarşaf", "Çirkin kılık", Gösteride çarşaflı erkekler de vardı", "Türbancılar okul bastı", "Kıyafetine bak, tarikatını tanı".83

1 yorum

Evet Ben Örümcek Kafalıyım

HEH :( ! Eskiden medya da sokakta orda burda ifşa edilen çıplaklık lanetlenirdi . Şimdi müslümanım diye geçinen Türkiye ( istisnai kimseler hariç) gereğince kapalı olmayı lanet olasıca "avrupalılık" adına "geri kafalılık" olarak niteliyor . Öf be bıktım her geçen gün türlü rezilliklerle tv dizileri ile sinema filmleri ile çıplaklığı gözlerimiz önüne seren ve bunları ALLAH RIZASI için reddeden kardeşlerimize geri kafalı olarak niteleyen mecralardan . Severek izlediğiniz dizi bir bakıyorsunuz şiddet,cinsellik,zulüm üçgeninde sizi kuşatıvermiş . (bunlardan sakınan kardeşlerimiz istisnadır) Farkında olmadan günahlara dalıyorsunuz . Bu rezil dünya aldatmacalarını kabul etmeyen ve ALLAH tan korkarak göz ucu ile dahi bakmaya yeltenmeyen kardeşlerimiz de "ne kadar geri kafalısın ,çağa ayak uyduramazsan seni dışlarlar" gibi bir tutum ile insanların dimağında yer etmekle mükellef olur hale geliyor . Şimdi biz bütün bunları söylerken eminimki art niyetli okuyanlar "al işte yine bir baskıcı örümcek kafalı ,medeniyet dışı kalmış bir insan daha " diyecektir . Evet Ben Örümcek Kafalıyım Yaşasın :) ALLAHIM biz örümcek kafalı insanları bu medeniyet delisi varlığı meçhullaerden korusun !






"Her canlı bir gün ölümü tadacaktır!"

11.01.2007 - hanova