Suudi Arabistan’a!..

Ali BULAÇ


Bu ülkede yaklaşık 40 senedir siyaset içinde aktif olmuş, başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı yapmış Süleyman Demirel, "Başörtülüler Suudi Arabistan’a gitsin" diyor.

Cumhurbaşkanlığı seçimi ve genel seçimler yaklaştıkça gündeme gelen ve fakat her biri bir siyaset enstrümanı olarak kullanılan konularla ilgilenmeyi vakit kaybı sayarım.

Bu konuların kendi hatırlarına değeri yok. Siyasi kavgaların, iktidar mücadelelerinin birer aracı olarak kullanılıyorlar. Bu ülkede yaklaşık 40 senedir siyaset içinde aktif olmuş, başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı yapmış Süleyman Demirel, “Başörtülüler Suudi Arabistan’a gitsin” diyor.

Önce şunun altını çizelim: Bu sözler hiç “şık” değildi. Bu konumdaki bir zat her şeyden evvel daha estetik, daha kuşatıcı, daha özenli bir dil kullanmalıydı. Bağımsız, dost ve kardeş bir ülkeyi böylesine “tahkir etmek” ulusal politika ve çıkarlarla bağdaşmaz. Telefonla görüştüğüm Suudi yetkililer, hem Demirel’in sözlerinden hem “Neden oraya gidecekmişiz” şeklinde mukabil savunma yapanlardan fazlasıyla gücenmişlerdir.

Böyle demeçler ve ölçüsüz tartışmalar devleti zor duruma düşürür. Halk nezdinde ise hiç kabul görmez. Hepimiz biliyoruz ki Suudi Arabistan, Mekke ve Medine, Peygamber Efendimiz (sas)’in doğup büyüdüğü, son vahyi alıp İslamiyet’i tebliğ ettiği ve hükümran kıldığı bir yer. Ka’be ve Mescid-i Nebevi kutsal mekanlarımızdır. Milyonlarca Müslüman’ın bilincinde bu özelliğiyle yer etmiş. Her Müslüman bu kutsal mekanlara derin bir ihtiram gösterir, buraya gitmek için can atar. Osmanlılar zamanında Rumeli’den hacca gitmek üzere yola çıkan Müslümanlar, İstanbul’un Asya yakasına adım attıkları anda “Harem bölgesi”nin başladığını kabul ederlerdi, bu yüzden buraya “Harem” demişlerdi.

Suudi Arabistan üzerinden spekülasyon yapmak her Müslüman’ı incitir. Atalarımız “Hadimül-haremeyn” unvanıyla gurur duyarlardı. Bu bölge için ne kadar kan döktüğümüzü ve genç evladımızı şehid verdiğimizi bilmeyenler Fahrettin Paşa’nın “Medine Müdafaası”nı okusunlar. Suudi Arabistan bölgenin en eski bağımsız devletlerinden biridir: Türkiye, İran ve Afganistan gibi sömürge olmamıştır. Abdurrahman’ın oğlu ll. Abdülaziz, daha 1921’de Hicaz Kralı unvanını almıştı. Hicaz ve Necd bölgesinin Suudi Arabistan Krallığı adı altında birleştirilmesinin tarihi 18 Eylül 1932’dir.

“Bu şeklen bağımsızlıktır, hakiki bağımsızlık nerede?” diyecekler varsa, kusura kalmasınlar, bu, bütün bölge ülkeleri için geçerli ciddi bir kusurdur. 27 senedir sistemin dışında durmaya çalışan İran şimdi bunun bedelini ödemeye hazırlanıyor. “Suudi Arabistan’daki krallık rejiminde hak ve özgürlüklerden, bağımsız yargıdan mı söz edilebilir?” derseniz. “Haklısınız!” derim. Bütün bölge maalesef öyle. Kaç Ortadoğu ülkesinde savcılar rahat acaba? Hiç uzağa gitmeyin: Meclis’ten geçmekte olan TMK’nın çeşitli türev ve versiyonlarını bölge ülkelerinde kolayca bulabilirsiniz. Belki birçok kişiye şaşırtıcı gelecek; ama Suudi Arabistan’da, yürürlükteki İslam hukukunun amir hükümleri gereği çok sayıda “sivil haklar”, Türkiye’dekinden hem çok daha geniş, hem daha korunaklıdır. Ezberini bozmaktan korkmayanlar dikkatli bir araştırma yapabilirler.

Bu sene ismini Havva anamızın yeryüzüne ilk indiği yerden alan Cidde’de 20 gün kalma fırsatını buldum. Hiç abartmadan söylüyorum: Allah’ın verdiği büyük nimet olan Boğaz ve Osmanlılardan kalma tarihî eserler bir yana, İstanbul, Yeni Cidde’nin yanında bir gecekondu hükmünde kalır. Geleneksel sanat ve mimari üslup ancak bu kadar dikkatli ve ustalıkla yeni bir şehrin kurulmasında kullanılabilir. Biz hem tarihimizi, kimliğimizi, kişiliğimizi hatırlatan her şeyi yıktık hem planlı, imarlı bir şehir kuramadık. Şimdi İstanbul’un göbeğine Dubai kuleleri dikmeye çalışıyoruz. Mesele objektif olmanın ötesinde oryantalizmin bilincimizi çarpıtmasıyla ilgisi var. Modernlerimiz kadar muhafazakar-dindarlarımızın da bilinci mihverinden sapmış bulunmaktadır


2 yorum

Re: Suudi Arabistan’a!..

bu sitede kimseyle tartışmaya girmeyeyim diyorum,ama bazıları düpedüz"gel benle tartış"diyor.öncelikle bu yazı ve yorumları görüşleriyle "nisyan"rumuzlu bey ya da hanıma sormak istiyorum,"hangi kafayla bunları yazıyorsun?"neyin kafasını yaşıyorsunuz?Ali Bulaç gibi,olura olmaza anlar anlamaz her konuya,"bana göre doğru değil","bu benim hoşuma gitmedi"tarzında ahkam kesen herşeye bir yorumu olan yazarın görüşlerini aktarıyorsunuz.suudi arabistanı övüyor ama oradaki bozuk itikatlardan,sapık fırkalardan da bahsetsin ya...Kabenin hemen dibinde biten "zemzem tower"ı da eleştirsin o zaman.osmanlı zamanında 2 kattan fazla yükseklikte bina yapmamışlar saygı iman ve edepten.ama şimdi ne hale gelmiş yazık!adam resmen suudi arabistana bizden daha iyi bi ülke demiş,o zaman iranda bizden iyi,güldürmeyin insanı Allah aşkına.elbette kutsal mekanlar kutsal toprakların yüzü suyu hürmetine o mübarek beldeleri her müslüman sever,burnunda tüter.ama bu biraz kraldan çok kralcılık gibi olmuş

27.08.2013 - (yusuf a.s)

Re: Suudi Arabistan’a!..

suudi arabistanda adalet mi var ki insan haklarından bahsedilsin.yabancı bir genç kız bakıcılığını yaptığı bir çocuğun ölümüne neden olduğu için başı kılıçla kesilirken televizyonda görevli bir adam 5 yaşındaki öz kızını öldüresiye dövdükten sonra tecavüz ediyor.ceza para cezası.sen bu hikayeleri benim kıllarıma anlat

25.07.2013 - Zehirliok Ziyaretçisi

Konular