MÜSTEHCEN WEB SİTELERİ VE GÖZDEN KAÇAN GERÇEKLER
İnsanoğlu, tarihin hiçbir döneminde günümüzde olduğu kadar bilgiye hızlı ve kolay ulaşır olmamıştır. Bilgisayar karşısında sadece birkaç tuşla istediği konuyla alakalı binlerce sayfa metin, resim, video vb. materyallere ulaşmak artık “çocuk oyuncağı” tabiriyle ifade edilir olmuştur. Tabii ki bu gelişmeler ve istenilen şeye anında ulaşımın sağladığı kontrolsüz bilgi beraberinde birçok sorunu da getirmiştir. Bugün bu durumun başlıca sebebi internette her gün “mantar gibi” biten zararlı sitelerin varlığıdır.
İnternet üzerindeki sitelerden, kullanıcılar üzerinde en çok tahribatı oluşturanların başında gayr-ı ahlaki ve müstehcen içerik sunan siteler gelmektedir. Aynı zamanda internet üzerinden yetkili ve resmi kurumlara yapılan şikâyetlerin en büyük kısmını yine bu siteler oluşturmaktadır. Sitelerin zararlarına geçmeden önce kısaca bunların yayın politikalarından ve hangi amaçla kurulduklarından bahsetmek uygun olacaktır.
Pek çok ticari kurum gibi müstehcen internet siteleri de ticarî yapıları itibariyle daha fazla tıklanmayı, ziyaret edilmeyi ve sonuç olarak daha fazla kazanç elde etmeyi amaçlamaktadırlar. Müstehcen muhtevalı yayınlar ise, pek çok insanın zafiyet gösterdiği hislerine hitap etmesi sebebiyle site ziyaretçilerinin ilgisini çekmektedir. Yayıncılar ise, bu yayınlara olan ilgiyi, yayınlarını sürdürerek ve geliştirerek sürdürmektedir/sömürmektedir. Sitelerdeki müstehcen yayınlar, bir taraftan bu zaafları kışkırtarak kendi tüketici kitlesini oluşturmakta, diğer taraftan da bu zaaflara hitap eden dev bir sektörü ve kitleyi meydana getirmektedir. Kısacası insanlar, zaaflarının ve söz konusu sektörün karşılıklı birbirini besleyip büyüttüğü kısır bir döngünün pençesinde kıvranmaktadır/kıvrandırılmaktadır.
Müstehcen muhtevalı yayınlar en büyük tahribatı, ahlakî değerlerin kaynağı olan kültür ve inanç üzerinde oluşturmaktadır. Medya araçlarının en geniş izleyici kitlesi gençler ve çocuklar olunca, bu tahribattan en fazla etkilenenler de onların inançları ve moral değerleri olmaktadır. Bir diğer handikap ise ergenlik dönemindeki gençlerin zihinsel ve bedensel gelişimlerini henüz tamamlamadıkları için, yetişkinlere oranla bu tür yayınlardan daha çok etkilenmeleri durumun vahametini artırmaktadır.
Çocuklar ve gençlerin gelişim dönemlerinde “rol modeli alma” nın önemli bir yeri vardır. Medya araçları ve internet bu kadar yaygın değilken çocuğun veya gencin modeli ebeveyni, kardeşleri, akrabaları yani yakın çevresinden birileriydi. Özellikle internetle beraber yakın çevrenin yerini; kimliği belirsiz chat ve sohbet arkadaşları, ahlaksız insanlar, gerçekte var olmayan dizi, film ve oyun kahramanları aldı. Saydığımız bu kişilerin hayat tarzları, hal ve hareketleri göz önünde bulundurulursa örnek alınacak bir model teşkil etmedikleri açıktır.
Gerek televizyonda ve internette, gerekse yazılı basında bu kişilerin lüks, para ve şehvet içindeki hayatları sunulurken, öte yandan yaşadıkları gayr-ı meşru ilişkiler ve skandallar da kontrolsüzce gözler önüne serilmektedir. Dolayısıyla lüks hayatlar kadar, yaşanan sefih ve seviyesiz ilişkiler de bilinçli ya da bilinçsiz özendirilmektedir. Öte yandan, her geçen gün sayısı artan süfli web sitelerinin pek çoğunun içeriği de, birey ve toplum açısından faydadan ziyade zarar içeren bu eksen etrafında gelişmektedir. Evlilik dışı ilişkiler, içki tüketimi, şiddet, sigara, yalan, iftira vb. sitelerin olağan teması ve web forumların gündemi haline gelirken, bununla beraber cinsellik ve müstehcenlik de önceki yıllara göre daha fazla konuşulur olmuştur. Gençlerin kişilik gelişimlerinde artık; aile, okul ve yakın çevreden daha etkili olan medya ve internet bu yöndeki yayınlarıyla çocuk ve gençleri, hem bireye, hem de topluma büyük zararı dokunan yanlış ilişkilere ve davranışlara alıştırmakta, bunları onların gözünde olağanlaştırmakta ve nihayetinde meşrulaştırmaktadır.
Yanlış seçim sonucunda tıklanan/izlenen müstehcen görüntü ve filimler gençleri sadece ahlaki yönden değil, sosyal ve psikolojik açıdan da olumsuz etkilemektedir. Bu yayınların gençleri etkilemesi yaşa ve kimlik özelliklerine göre farklı olabilmektedir. Bu filmlerin izlenmesi ve sitelerin takip edilmesi bazı gençleri cinsel yönden aşırı uyarabilmekte, bazılarında nefret ve suçluluk duygusunun oluşmasına, bazılarının da cinsel suç işlenmesine ya da normalden sapan bir davranış göstermelerine neden olmaktadır. Ayrıca bu siteler genç ve yetişkinlerin evliliklerinde çeşitli uyumsuzlukların ortaya çıkmasına ve mahremiyet problemlerine neden olabilmektedir.
Batıda bu konuyla alakalı yapılan bir araştırma, çarpıcı sonuçları gözler önüne sermektedir. Karanlık bir sokakta üç genç tarafından kıstırılan bir genç kıza tecavüz edildikten sonra, yoldan geçen başka üç kişinin daha bu genç kıza tecavüzde bulunmasına izin veren sorumsuz gençler sonunda kızı öldürmüşlerdir. Gençlerin evinde yapılan aramada, olayda uygulanan yöntemi içeren suçu konu alan, pornografik video görüntüler ele geçirilmiştir. Bu da işlenen suçta bu görüntülerin etkili olduğunu göstermektedir.
İnternet üzerinden müstehcen filmlerin izlenmesi ve indirilmesine “ahlak ve değer kaybı” olan yaygın bir hastalığın belirtileri gözüyle bakılabilir. Yarının yetişkinleri olacak çocuk ve gençlerimizin ruh sağlığı yerinde, dengeli ve uyumlu birer birey olarak yetişmeleri büyük ölçüde çocukluk yıllarında aldıkları “uyarımlara” bağlıdır. Bu yüzden çocukların internette hangi siteleri ziyaret ettiğini, hangi filmleri izlediğini ve bilinçaltlarına ne tür görüntüler gönderdiklerini(dağladıklarını) ebeveynlerin mutlaka kontrole tabi tutmaları gerekir.
İnternette gördüğü davranışları günlük hayatında uygulamaya başlayan gençlerin sonu da, sanal dünyada olduğu gibi mutlu olmayabilmektedir. Sonuç ise yine internet aracılığıyla bizlere aktarılmaktadır. Hemen her gün gençler (artık yaşlılar) arasında geçen şiddet, taciz, sarkıntılık olayları, tecavüz vakaları vb. haberler durumun vahametini tüm çıplaklığıyla gözler önüne sermektedir. Öte yandan, yapılan araştırmalar da yaşanan ahlakî çöküntüyü açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Örneğin, ülkemizde kürtaj yaşının 14'e düştüğü kaydedilmiştir.
Hızla artan kullanımıyla birlikte bir numaralı iletişim aracı haline gelen internet, kültürlere, sanata, bilime ve ahlaka açılan milyonlarca pencereye sahipken daha kullanımından birkaç sene geçmeden nasıl bu rahatsızlık verici duruma geldi.
Bu olumsuz sürecin arkasından kapitalist zihniyetin yanılsamalarının olduğu düşünülmektedir. Saydığımız tahrip faaliyetleri, kapitalist ekonomik sürecin oluşturmuş olduğu sınırsız, kanunsuz ve toplumların ahlak değerlerini ve kültürünü önemsemeyen, para kazandırabilecek her şeye ürün pazarı yaratma düşünceleri sorumlu gösterilebilir. İnternet ilk olarak bir güvenlik ağı olarak geliştirilmişti. Ardından dünyanın her köşesine bedava ve saniyeler içinde ulaşan bu en önemli iletişim ve bilgi platformu tabir-i caizse sahipsiz bırakıldı. Şaşırılacak bir durumdur ki, (Windows XP gibi) bugün dünyanın en çok kullanılan işletim sistemlerini oluşturanlar, bu sistemlerin daimi bir parçası olan internet kullanımı için ciddi güvenlik önlemlerini yapmayı unuttular. Arkasında yaşanan süreç ise aslında unutulmadığını akla getirmektedir.
Bugün Batılı devletlerin vergi indirimine tabi tuttuğu için dünyanın bir numaralı zengini haline gelen yazılım şirketi sahipleri, bugüne kadar yaptıkları sayısız yazılımın yanında, ciddi anlamda interneti kullanan insanların, özellikle de gençlerin, internet hakkında bilinçlenmeleri korunmaları, kullanım amaçlarını öğrenmelerine yardımcı olacak bir yazılımı yeterli seviyede oluşturmadılar. Bu boşluk sürecinde internet daha ilk zamanlarından itibaren küresel chat, ahlaksızlık ve pornonun dallanıp budaklandığı bir platform oldu. Zamanla para peşinde koşan açgözlü, ahlak tanımaz insanlar interneti yanlış amaçlarının odağı haline getirmeye başladılar. Böyle bir olumsuzluğa karşı tamamen hazırlıksız olan yasalar, yetersiz olan denetimler ve eksik uzman sayısı yüzünden internet kısa zamanda bu sektörlerin yerleşkesi oldu.
Aslında aynen de (b)öyle olması istenmiş olduğu akla gelmektedir. Çünkü kapitalist tüketim anlayışı her ne olursa olsun ekonomisine katkıda bulunacak her şeye piyasa oluşturmayı zaten baştan kabullenmiş bir sistemdir. Bu sahipsizlik sürecinde pornografik siteler alıp başını gidecek, güvenlik yazılımı şirketleri ise peşlerinden kovalayacaktı. Küresel porno pazarı büyüdükçe alınan vergi daha da artacak, diğer yandan güvenlik yazılım sektörü de iyice büyüyecekti. Bu sonu gelmez kedi fare oyunu ile kazananlar belliydi. Pek çok insan farkında olmasa da batılı devletler dış dünyaya açmaya çalıştıkları yerel pazarlarını, güvenlik yazılımları öncülüğünde yapmaktadır. İnternetteki tüm pornografik sitelerin %89’unun kaynağı olan Amerika, internet üzerinden yaptığı milyarlarca dolar tutarındaki güvenlik yazılımı satışıyla, yine kendi ekonomisine katkı sağlamaktadır. Bu da küresel kapitalizmin asıl yüzünü çok güzel ortaya koymaktadır. İlk önce virüsü yay ardından ilacını satarak para kazan.
Burada temas edemeden geçemeyeceğimiz çok mühim bir nokta şudur ki; müstehcen web yayınların amacı sadece geçen paragraflarda ifade edildiği gibi insanların zaaflarından para kazanmak değildir; bu en önemli amaçlarından biri olabilir. Özellikle batılı emperyalist düşüncenin ve birtakım işbirlikçilerinin, nihai hedeflerine ulaşma adına bu yayınları, ahlaki değerleri aşındıran ve istenilen hedeflere ulaşmada toplum zihninde yozlaştırma şartlarını olgunlaştıran, zamanla dindar insanlara bu görüntülerdeki yaşantıyı benimseten, toplumun fuhşiyata karşı direnme gücünü/bilincini belli bir süreç ve plan dâhilinde törpüleyen bir araç olarak kullandığı akla gelmektedir. Sonrasında çözülen toplum yapısını kendi değerleriyle göze ve zevke hitap eden hedonist (hazcı) bir anlayışla donatması söz konusu olmaktadır. Böylece, üstü örtülü bir kültür savaşıyla bu yanlışlığı hissettirmeden toplumun zihnine yerleştirmeyi başarabilmektedir. Sinsi emellerle ahlaki erdemlere ve bunlara önem veren insanların yüce değerlerine bir tür görsel savaş açan Amerikan Film Endüstrisi, yılda çektiği 13.000’leri aşan ahlaka aykırı filmlerle bu savaşta aleyhte en büyük rolü oynamaktadır. Aynı zamanda silahla ulaşamadığı bölgelere; özellikle gelişmekte olan uzak doğu ülkelerine (Çin, Tayvan, Singapur, Güney ve kuzey Kore vb.) bu filmleri çok ucuz maliyetlerle satmaktadır. Bu satışlarla silahla açılabilecek zararların kat ve kat fazlasını vermekte, aynı zamanda tek bir kurşun sıkmadan ve tepki uyandırmadan, üstelik para ve popülarite kazanarak günümüz şartlarında bunu profesyonelce gerçekleştirmektedir. Çağımız itibariyle bu çalışmaların büyük bir kısmı internete taşınmış milyon dolarlı dev bütçeli siteler aracılığıyla bu faaliyetler dünyanın her ülkesinde ve internete açık her bilgisayarında yürütülebilir hale gelmiştir. Ayrıntılı analizi yapılsa daha birçok zararı ve gizli amaçları ortaya çıkabilecek bu sektöre karşı bugünün basiret sahibi yöneticilerinin gereken tedbiri bir an önce almaları her şeyden önce bir insanlık görevidir.
Her fırsatta yarının nesillerinin faziletinden, nezahetinden dem vuran kişi ve kurumların gözden kaçırdıkları bu küçük ama aslında çok mühim yozlaşmayı görmezden gelmektedirler. Gençlerin bu olumsuz fiilleri işlemeleri ve web sitelerde şahit oldukları saplantı tarzındaki davranışları benimsemeleri karşısında ise “nasıl olsa gençler olgunlaşınca böylesi yanlışlardan uzak durur, bunları yapmaz” düşüncesi ile ileride yaşanabilecek problemleri öngörememektedirler. Bu öngörüsüzlük ise insan fıtratını tanımamanın en açık ifadesidir. Çünkü gençlerin olgunluk dönemindeki davranışlarının büyük bir kısmı ergenlik döneminde alınan “uyarımlarla” şekillenmektedir. Eğer ruh ve beden sağlığı yerinde bir neslin yetişmesinden bahsediliyorsa en önemli kritik zaman olan gençlik dönemi, yalnızca gençlerin heveslerine bırakılamaz. Gençlik döneminde bir boşluk/ihmal yaşanırsa tüm yaşamı etkileyecek yanlış uyarımlar gençlerin zihinlerinde -ummadığımız kadar kolay- kendine yer bulacaktır.
Sonuç olarak bu yıkım sektörünü yakından tanıdığımızda arka planında nelerin döndüğünü öğrendikçe, bu sektörün figüranlarının zihin dünyasını çözümledikçe insanlar bu site ve filmlerden daha bir tiksinti/nefret duymaya başlıyor. Müstehcen yayın şirketleri, hayatları ve ailesi parçalanmış, sahipsiz kalmış veya şöhret tutkunu kadınları ürün, genelde tüm vaktini başıboş geçiren “süfli heyecan bağımlısı” haline gelen erkekleri de müşteri olarak kullanmaktadır. Bu iki grup yaşantının arasında bir işe yaramaz, utanç verici ve toplumsal ahlakın temellerini dinamitleyen kitleler ne yazık ki genişlemektedir. Bütün bu yaşananlar, genelde tüm dünya topluluklarının özelde ise Türkiye'nin kalkınma ve ilerleme yolunda en büyük tehditlerinden birini teşkil ediyor. Çünkü ahlaki değerlerini ve inançlarını örselemiş/kaybetmiş -hedefi sadece zevklerinin tatmini olan- bir toplumun, kültürel ve bilimsel alanda da ilerleme göstermesinin güç olduğu ortadadır. Etkilediği sahanın genişliğini düşündüğümüzde müstehcen web sitelerinin zararları birey bazında kalmamakta toplumun bugününü ve yarınını da etkilediği çok açıktır. Yaşananlar gösteriyor ki, müstehcen siteleri her bir “tık” küresel oyunun bir parçası olma anlamına geliyor.
Her ne kadar internetin bu hale gelmesinde bir sorumluluğumuz yok(!) gibi görünse de konunun internet kullanıcılarına bakan noktalarına bir ölçü olması adına şu satırlar manidardır. “İnternet fuhşa açık birinin elinde insanları müstehcenliğe ve felakete götüren bir araç; hakiki bir mümin’in idaresinde ise, Cennete adam taşıyan nurdan bir vasıta olur. Dolayısıyla asıl kötülenmesi gerekli olan internet siteleri değil onları muzır işlerinde kullanan fena insanların duygu ve düşünce örgüleridir.” Aksine bu perspektiften uzaklaşarak tatmine çalışılan zevklerin, bir zevk içinde binlerce elemi ve hüznü arkasından getireceği unutulmamalıdır.
Re: MÜSTEHCEN WEB SİTELERİ VE GÖZDEN KAÇAN GERÇEKLER
Sa herkese ben once cunup tam olarak nası olunuyo onu sorcam .müstehçen goruntulere bakınca yada istimna yaparken tam gelecekken durdurup gelmesini engellemek gibi seyler bozuyo mu acaba .çunku gece uyuyorum elimi mahremimime aymısım sehvet gelmis seytan diyo zaten geldi yap gitsin yoksa dunup kalırsin falan diyo icimde bi suphe kalıyo sonram bu iatimnaya donusuyor.
27.04.2014 - Zehirliok Ziyaretçisi