Sizi Rahatsız Etmeye Geldim

Mükerrem Bulut


Başlığa bakarak yine sert eleştirilerle dolu bir yazı diye düşünen kardeşlerime bir hatırlatmayla başlamak istiyorum. Bu söz bana değil; pek çoğumuzun vahiyle gerçek manada tanışmasına vesile olan bir yazara ait. O, içinde bulunduğu ve gerçeklere kendini kapatmış, hatta çerçevesini kendi kafasında çizdiği dini yaşarken, vahiyden alabildiğine uzaklaşmış, elinden geldiğince de diğer insanların uzaklaşmasını sağlamış bir yığına ithafen söylemişti bu sözü. Sert gibi görünse de aslında yerini bulan bir söz.
Peki günümüz de kimler neden rahatsız olur? Kur'an’i söylemler kimleri rahatsız eder? Rasulullah döneminde sesler çıkararak Kur' an’ın sesinin duyulmasını engellemeye çalışanlar, şimdi ne yapıyorlar? Gerçeğin anlaşılmaması için nasıl bir çaba sarfediyorlar? Kimler, kimlerden ve neden rahatsız oluyor? Bu tip soruları çoğaltmak mümkün. Ben burada tüm sorulara cevap vermek gibi bir işe girişmeyeceğim. Bu soruları birbirimize sormaktan ziyade kendi nefsimize soralım. Her birimizi aynı soru rahatsız etmez tabi ki. Her birimizi rahatsız eden sorular farklıdır. Etrafımızda bulunan insanları incelediğimizde farklı insan portreleriyle karşılaşırız. Her biri Müslüman olduğunu söyleyen ama Kur'an’i manada hangisinin vahyi öncelleyen bir Müslüman olduğu belli olmayan bir yığın insan. Farklı İslam modelimiz olmamasına rağmen, ne hazindir ki farklı Müslüman(!) modelleri sarmış etrafımızı. Hangisi İslam? Hangisi gerçek manada Müslüman? Hangisi Peygamberin yaşadığı İslam'ı yaşamaya çalışıyor? Hangisi Müslüman etiketini üzerine yapıştırdığı halde eylemlerinde bunu hiç belli edemiyor?
Müslüman olmanın şartını sadece Allah belirler, Allah'ın kitabı belirler.
Allah'ın koyduğu ölçü esas alınmamışsa burada İslam'dan bahsedilemez.
İnsanın kıt aklıyla bunu belirleme gibi bir hakkı ve yetkisi de yoktur.
Kitabullah'ta geçen 'Müslüman', 'Mü'min', 'Kafir', 'Müşrik', 'Münafık', 'Fasık' gibi kavramları iyice incelersek, kendimizin bu kalıplardan hangisinin içinde olduğumuzu o zaman idrak edebiliriz.
Herkes Allah'ın yaptığı tanıma bakmak ve kendisinin bu katagorilerden hangisine daha yakın olduğunu idrak etmek zorundadır. Bir karşılaştırma yapacak olursak; Dini sadece Allah'a has kılarak yaşamını Onun çizdiği sınırlarla muhafaza eden de "Müslüman'ım" diyor; Allah'la birlikte bir çok ilah edinip yaşamını kendisinin veya beşerin belirlediği esaslara göre düzene sokan da ...
Dünya ameliyle dini değil, din ameliyle dünyayı talep eden (dini kullanarak, insanları etrafında toplamak ve bu yolla kendine mürit edindirme çabasında olarak cübbesinin eteklerini takva ile toplayanlar, kendilerini olmadıkları şekilde göstererek etrafında insanlara kolay yoldan cennet vaad edenler)de "Müslüman'ım"diyor; Kur’an’ı hayatlarının merkezlerine oturtarak bu yolda kınanmasına rağmen mücadele ederek Rasul'den başka beşer tanımayan da...
Kitaba yalın bir saygı içerisinde olup onu yüksek yerlere asarak onunla ilişkisini tamamen kesen de "Müslüman'ım" diyor; Allah'ın kitabına uymayı Müslümanlığın esası sayan da...
"Küfre rıza küfürdür" diyen de "Müslüman'ım" diyor; küfre rıza gösteren de...
"Doğru ve yanlışı sadece Allah'ın kitabı belirler" diyen de "Müslüman'ım" diyor; bidat ve hurafeleri kendilerine din edinen de...
"İslam en mükemmel din, en mükemmel yaşam biçimidir" diyen de Müslüman'ım diyor; İslam'ın devrinin çoktan kapandığını artık devrin değiştiğini söyleyen de...
Allah'ın "Yalnızca Mü'minleri dost edinin" ayeti uyarınca sadece Mü' minleri dost edinen de "Müslüman'ım" diyor, Mü'minleri bırakıp kafirleri dost edinen ve onlarla dialog çığırtkanlıkları yapan da...
İçinde yaşadığı toplumu İslam'a uydurmanın ve düzeltmenin çabasını veren de Müslüman'ım diyor, Yaşadığı İslam dışı hayatı benimseyerek suya sabuna dokunmadan bir yaşam tarzı benimseyen de...
Kendi küçük düşmedikçe, canı yanmadıkça bağırmayan ve kötülüklere karşı durmayan da "Müslüman'ım" diyor; Müslüman kardeşinin hakkını kendi hakkı gibi koruyup, tehlike ateşine korkusuzca atlayarak mücadele eden de...
Sırtını bir şekilde güçlü birine dayayarak mustaz'afları ezen veya başkalarının ezmesine rıza gösterip göz yuman da "Müslüman'ım" diyor; sırtını Allah'tan başka kimseye dayamayarak hakkı cesur bir şekilde haykıran ve "Size ne oluyor da Mustaz'aflar uğruna savaşmıyorsunuz" ayetini ilke edinerek başkasının hakkını da savunmak için tehlikeyi göze alan da....
Kur'an'ın öngördüğü şekilde inanan ve yaşayan da "Müslüman'ım" diyor; şeyhinin, mürşidinin veya içinde bulunduğu cemaatin öngördüğü şekilde inanıp hayatını buna göre şekillendiren de...
Mürşit olarak sadece Allah'ın kitabını benimseyen de "Müslüman' ım"diyor; kendisine bir beşeri mürşid edinen de...
"Rehber sadece Kur'an'dır" diyen de "Müslüman'ım" diyor ; "Biz kıt
akıllarımızla Kur'an'ı anlayamayız, onu ancak alimler ve üstadlarımız anlar biz de onların anlatımlarıyla inanır ve yaşarız" diyen de...
"Veli olarak bize sadece Allah yeter" diyen de "Müslüman'ım" diyor, Allah ile kendi aralarına veliler ve aracılar tayin eden de...
"Allah'tan başka şefaatçimiz yoktur" diyen de "Müslüman'ım" diyor; Allah'tan başka şefaatçiler seçip tayin eden de...
İnsanları sadece Allah'ın dinine davet eden de "Müslüman'ım" diyor; insanları içinde bulunduğu cemaate davet eden de...
Allah'ın indirdiğiyle hükmetmek ve hükmolunmak isteyen de "Müslüman'ım" diyor; Onun indirdiği dışında her hükümle hükmolunmaya razı olan da...
Doğudakinin canı yanarken batıda olup da hissederek maddi- manevi yardım için koşturan da "Müslüman'ım" diyor; onların canının yanmasını ekranlarda izlerken demli çaylarını yudumlarken içlerinde zerre kadar bir şey hissetmeden "Hak ettiler ki başlarına gelmiş" diyerek görmezden gelen de...
Müslüman adını dillerinden düşürmeyip ağızlarına sakız, ellerine bayrak yapanlar, Kelime-i Tevhidi dillerinden düşürmeyerek milyonlarca kez tekrarlayanlar da "Müslüman' ım" diyor, Kelime-i Tevhidi hayatında yaşamak adına canını malını feda edenler de...
Bu dini kazanç kapısı yaparak ceplerini bu dinden dolduranlar da Müslüman olduklarını söylüyor, bu din uğruna şehit olanlar da...
Allah adına bir şeyler yapma mücadelesi verenler de "Müslüman'ım" diyor, tahtlarının sallanmasından korktukları için onların yollarına dikenler döküp çelme takanlar da...
Allah için Müslüman kardeşini hata yaptığından dolayı uyaran da
"Müslüman'ım" diyor; bu uyarıyı hazmedemeyerek uyarıyı yapana cephe alıp onu yok etmeye çalışan da...
Bu ve benzeri örnekler o kadar çok ki, sıralamaya kalkarsak sayfalar yetmez. Konuya "Kim Peygamberin hayatındaki İslam'ı yaşıyor ?" diyerek tek bir soruyla noktayı koyabiliriz.Kur'anda 'Az Müslüman' ya da 'Çok Müslüman' gibi bir ölçü yok. Sadece 'Müslüman' ifadesi var. Her birimiz bu anlamda hangi katagoriye girdiğimize bakalım. Gerçekler birilerini rahatsız ede bilir. Bırakın etsin. Bırakın birileri rahatsız olsun. Bırakın birileri sorgulasın. Ben de bu yazıyı birilerini rahatsız etmek için kaleme aldım. Çünkü gerçekler her zaman onların üzerini örtmeye çalışanları rahatsız etmiştir. Vahiy birilerini rahatsız etmiştir, Rasul birilerini rahatsız etmiştir. Vahiy dünyalık peşine düşenleri elbette rahatsız edecektir. Rasul izzet ve şerefi, şanı ve şöhreti, makam ve mevkii, lider olmayı ve insanlara hükmetmeyi, sözünü dinlettirmeyi ve çoğunluğa tahakküm etmeyi, 'Hoca', 'Üstad' ve 'Lider' İmamı Allah'ın rızasına tercih edenleri elbette rahatsız edecektir. Çünkü hakikat gerçeğin üzerini örterek onu gizleyenleri her zaman rahatsız etmiştir.
Yahya B. Muaz (r.a)’ın veciz bir sözüyle bitirmek istiyorum. Bu söz de birilerini rahatsız edebilir ama ne yapalım rahat oturduğumuz yeter. Kuş tüyü yastıklardan kalkıp biraz da rahatsız olalım. Eğer çok fazla rahatsız oluyorsak yaşadığımız dini bir kez daha araştırıp Rabbimizin "Ey İman edenler! İman edin!" ayeti kerimesinin ışığında tekrar iman edelim.

"Ey insanlar!
Görüyorum ki, evleriniz Rum kayserinin evlerine,
Lükse hayranlığınız Kisranın tutumuna,
Servet peşinde koşmanız Karun'un anlayışına,
Saltanatınız Firavun'un saltanatına,
Nefisleriniz Ebu Cehil'in nefsine, Gururunuz Ebrehenin gururuna, Yaşayışınız Sefihlerin yaşayışına benziyor
Allah için söyleyin!
Muhammedi olanlar nerede?"
Selam Muhammedi olanların üzerine olsun...


Konular