DUANIN İNSANA KAZANDIRACAĞI KIYMET VE EHEMMİYET

Cenabı Hak Kuran ve peygamber aracılığıyla kullarını duaya teşvik edip, hayatlarının her anını dua ile çepeçevre çevirmelerini istemesinde büyük saadet ve nimetler gizli olduğu gibi Allah katında kulların ehemmiyet ve güven kazanması duaya bağlandığını bize şu ayeti kerime gösteriyor..“De ki duanız olmasaydı rabbiniz size değer ve ehemmiyet verir miydi.Furkan 77

Dua ile kul,Aciz ve fakrını Allaha istinat ve istimdat ettiği zaman nihayetsiz bir kudret ve rahmete erişir.Her şey ona hizmetkar ve muti olur.

Dua bütün kainatın zembereğidir. Bütün hakikat ve hikmet kapılarının anahtarıdır. O Kapılar dua anahtarı ile açılır.Hele duanın içerisinde tazarru,gözyaşı ve nedamet varsa o dua mevcudatı velveleye verdirir.Maksudunu matlubuna musahhar eder.Zaman,mekan ve sınırlarını delip geçerek kabule şayan olur.

Dua öyle nurani bir iksirdir ki bazen mazlumu alıp sultan eder.Öyle bir adalet kılıcıdır ki, zalimi tahtından eder.Öyle bir gizli keşşaftır ki bazen gaipleri buldurur yitikleri sevdiğine ulaştırır..Öyle büyük bir hazinedir ki, fakiri zengin eder. Öyle bir şefkatli eldir ki, yetimleri sevindirir. Öyle bir tılsım ve muamma çözüdür ki gizli sırları açığa çıkartır. Öyle bir nimettir ki her şeyi sahibine hizmetkâr eder. Öyle bir şefaatçidir ki, sahibini her türlü zorluktan kurtarır. Öyle bir vasıtadır ki sahibini bilinmeyen alemlere ulaştırır.

İnsan dua ile yükselir, dua ile haberdar olur, dua ile rahmete erer. Dua ile nimetlere gark olur. Dua ile izzet ve azamet kazanır. Dua ile kapıları açar. Dua ile sesini işittirir. Dua ile tahtları ve sarayları yıktırır. Dua ile Allah katında hakkını arar, dua ile şikâyetini yapar, dua ile tazim, şükür ve hamd eder. Dua ile gönüllerin sultanı olur.

Dua ile kulların izzet azamet, nimet, güzellik ve saadetleri artarken duası olmayanın hayatında çok şeyler eksilir. Maddi olmasa da manevi fukaralık ve bereketsizlik baş gösterir.

Duası olmayanın kullar yanında dilenciliğinden dolayı zelilliği artar. Duası olmayanın maddi ve manevi sıkıntısı artar. Duası olmayanın halklardan korkusu ve endişesi artar. Duası olmayanın manevi fakirliği artar. Duası olmayanın kalp ve iç huzuru olmaz. Kendisini gören, bilen, gözeten, bilen bir rabden haberi olmadığı için kimseye itimadı olmaz, her şeyden herkesten korkar…

Dua kullar için o kadar büyük ve ehemmiyetlidir ki, hadisi şerifte babanın çocuğuna duası peygamberin ümmetine duası gibi görülmüştür. Nasıl ki, peygamberin duası şümulludur ve rahmet ve şefaat içerir öyle de babanın evlada duası da öyle şümullu ve ihatalıdır. Dua ile Allah babanın eline ne kadar büyük bir nimet vermiş kıyas edilsin…

Dua hayata ve yaşama öyle girmiş ve sirayet etmiştir ki, her gün milyonlarca, milyarlarca insanın dilinde hayat bulur, hikmet bulur, hakikat bulur, Dua ile evler, yerler yurtlar yapılır, dua ile kurbanlar kesilir, dua ile çocuklar sünnet edilir, dua ile bebeler uyutulur, dua ile çocuklar büyütülür, ,dua ile çocuklar mevki makam kazanır, dua ile insanlar selamet ve emniyet bulur, dua ile hastalıklar şifa bulur, dua ile gençler evlenir, dua ile ölüler uğurlanır, dua ile askerler uğurlanır, dua ile oruçlar açılır, dua ile mahsuller bereketlenir, dua ile korkular giderilir, dua ile sınavlar kazanılır, dua ile evlilikler hayra erer. Dua ile şer ve kötülükler def edilir. Dua sosyal ve içtimai hayatımız manevi bir hastane, bir eczane, bir askeriye, bir asayiş bir huzur hane olur. Dua ile kalp, akıl ve gönüller rahatlar ve sükûnete erip huzur bulur. Dua ile korkular ve endişeler giderilir. Sahipsizlik ve yalnızlık hissi dua ile giderilir. Dua edince sahipsiz olmadığımızı, bizi gören gözetleyen, duyan, işiten bir zatın olduğunu biliriz. Bu korku ve endişelerin gitmesinden dolayı güven, emniyet ve saadet duyarız.

Dua daha sayamayacağımız nice envarlar, esrarlar ve nimetlerin kaynağıdır. Doğrudan doğruya kudreti mutlak ve keremi mutlak olan zatın kapısını çalmaktır. Duası olandan daha zengin kimse yokken duası olmayandan da fakir kimse yoktur. Duası olan rabbinden isterken duası olmayan ise kullardan tezellül ederek ister. Duanın manevi koruması altına giren hiç kimseden korkup titremezken duası olmayan ise bütün mahlûkat karşısında titrer ve korkar. Duası olan için korku ve endişe yokken duası olmayanlar için ise her şeyden ve herkesten korkmak vardır. Duası olan hayırlara ulaşırken duası olmayanlar hayır zannettiği şerlere ulaşır. Duası olanın kısa eli, iktidarı ve emelleri her yere yetişirken duası olmayanın ise eli kolu ve iktidarı kısacık ve nakıs kalır. Duası olanın kıymeti ve ehemmiyeti artarken ve halinden rabbini haberdar ederken duası olmayan ise kıymet ve ehemmiyeti olmadığı gibi kendisini rabbine hatırlatmaz ve unutturur. Duası olanın her anı Allah ile geçerken duası olmayan ise rabbinden gafil olur. Duası olan duanın manevi koruması altına girerken duası olmayan ise o manevi kalkandan mahrum kalır. Duası olan ihtiyacını ve derdini rabbine açarken ve ondan isterken duası olmayan ise ihtiyacını halklara açar onlardan ister, dertlerini ise aciz ve fakır insana açmakla hiçbir şey elde edemez. Eli boş, gönlü boş kalbi boş hayatı boş hale gelir.

Rabbim bizleri duası, niyazı, tazarrusu bitmemekle beraber acz ve fakrını her daim bilen ve dergâhı ilahiyeden ellerini hiç çevirmeyen kullarından eylesin. M.ŞAMİL KAKÇA


Konular