Dua ve İstiaze Müminin En Büyük Silahıdır

Ruhu beşer ve kalbi insan sırrı imtihan gereği; görünür, görünmeyen, bilinir, bilinmeyen birçok düşmanın hücumuna maruz kalmaktadır. Hadsiz düşmanın hedefinde olan insanın bu düşmanların şerrinden emin olması için bir noktayı istinada ihtiyacı vardır. Öyle bir noktayı istinat bulması gerekir ki onu bilinen, bilinmeyen, görünen, görünmeyen, gizli, aşikar düşmanlarının şerrinden ve tehlikesinden kurtarsın. Bu öyle bir zat olmalı ki kâinatın bütün ipleri elinde olsun. Öyle bir iktidarı olmalı ki, her şey onun izniyle olsun ve bitsin.

Böyle bir insanı hadsiz düşmanların şerrinden ve hücumundan koruyacak olan yegane istinat noktası istiaze(şerlerden Allaha sığınma) ve duadır..Çünkü dua ve istiaze aciz ve zaif insanları kudreti mutlaka dayandıran sağlam bir zırh ve kaledir.İstiaze ,dua sığınağına ve kalesine giren insanları görünür görünmeyen bilinir bilinmeyen düşmanların şerrinden emin kılar..Aciz ve zaif olan insanın belaları ve düşmanları o kadar çoktur ki o düşmanlarının şerrinden insanı kurtaracak dua ve istiazeden başka güç yoktur.Hadsiz düşmanları olan bir insanı asker ve polisler ne kadar koruyabilir.ne kadar gözetip idare edebilir.ne kadar o insana gelecek tehlikeleri bertaraf edebilir..Mesela insana nefis ,şeytan ve cinnilerden gelecek olan tehlikeleri ne kadar bertaraf edebilir ve etkisiz hale getirebilir.her insanın başına bir polis yada asker dikilse bile o polis ve asker o insanları nefsin şeytanın hastalıkların belaların musibetlerin şerrinden ne kadar koruyacaktır.Eli kısa ömrü kısa iktidarı kısa olan ve uyumaya, yemeye hastalanmaya ,ölmeye mahkum olan insan başkasını korumada aciz kalacaktır. Aciz ve fakir olan insanın insanı koruyacağı sınırlar ve iktidarı çok küçük ve kısa olacaktır..Hatta bütün ordular bir insanın emrine verilse bile o insana gelebilecek olan zarar ve tehlikelerden o insanı hakiki manada koruyamayacaktır..Çünkü bela, hastalık ,korku,kaygı,ümitsizlik,zarar ve ziyanlar insana sadece maddi ve görünür cihetten gelmez.İnsanın şuur ve idrak merkezi olan ruh ,kalp ve aklına bela ve musibetler ve hücumlar görünmeyen bir çok cihetten gelecektir.Görünmeyen cihetten gelen zararlara karşı ise orduların yapacağı hiçbir şey yoktur.Virüs ordularını ve mikrop ordularını etkisiz hale getirecek hiçbir maddi ordular yoktur. Görünmeyen düşmanların hücumları karşısında bütün ordular aciz kalacaktır. Ümitsizlik ve çaresizlik düşmanı karşısında ordular ne yapabilir. Kanser virüsü karşısında ordular ne yapabilir. Şeytan ve nefisten gelecek zararlara karşı ordular ne yapabilir. Gece rüyalar yoluyla gelen kabuslara karşı ordular ne yapabilir.

Her an ve saniye yüzlerce manevi bela ve musibetlere giriftar olma tehlikesi içerisinde olan insanın bu hadsiz düşmanlara karşı yegane istinadı dua ve istiaze olacaktır.Dua ile istiaze ile insan kudreti, ilmi, iradesi her şeye yeten bir zattan istimdad isteyecektir..Dua ve istiaze ile görünür görünmeyen bilinir bilinmeyen bütün düşmanların şerrinden ve belasından Allaha sığınıp kurtulacaktır..Her şeyin onun izni ile olup bittiğine, onun izi olmadan hiç bir şeyin gerçekleşmeyeceğini bilecektir.Dua ile gecenin kabusların korkuların belalarını ve bütün olumsuzlukların şerrinden Allah sığınacaktır.Dua sığınağına girerek şerlerden emin olacaktır.Dua ve istiaze ile ruh ve kalbini teminat ve güvence altına alıp hazin elemlerden ve korkulardan kurtaracaktır.

Dua ve istiazeye dayanan büyük insanlar ahiretlerine ve imanlarına zarar verecek olan ve her vakit kendilerine düşman vaziyeti takınan nefis ve şeytanın şerrinden, cin ve insanların şerrinden, kabir ve cehennem azabından, ,fasıkların fitnesinden, mülhitlerin tecavüzatından ve münafıkların şerrinden, kadınların belasından, şerrinden ve fitnesinden,bida ve dalaletlerden ve günah ve haramın cazibedar tatlığından,gurur ve kibirden,insan ve cinlerin şerrinden vb gibi şeylerin şerrinden,fitnesinden,belasından,azabından ,korku ve endişesinden Allaha sığınmışlardır.Dua ve istiaze ile rablerinin koruması altına girip rahmetine itimat edip kudretine istinat etmişlerdir.

Ama dua ve istiazeden gafil ve mağrur nice zengin insanlar, nice heybetli komutanlar, nice muktedir devlet adamları ise ellerindeki kuvvet ve kudretlere aldandıkları için basit düşmanların eliyle zelil olmuşlardır.. Ne orduları, ne kuvvetleri onlara faide vermemiştir. Kimisi ordusuyla suda boğulup gitmiş. Kimisi küçük bir sineğin eliyle ölmüş. Kimisi küçük bir mikrobun eliyle helak edilmişlerdir. Küçük ve mütevazi bir adem dua ve istiaze ile büyük düşmanlarının şerrini def edip onlara galip gelirken; büyük ve mağrur nice insanlarda gurur ve kibir ile küçük düşmanlar karşısında zelil olmuşlardır.Allah Bizleri dua ve istiaze silahından mahrum etmesin.


Konular