HZ YUSUFUN ERİŞTİĞİ SALTANAT VE ÖLÜMÜN GERÇEK YÜZÜ.

Yusuf peygamberin kıssasında zamanımızın makam şöhret para kariyer mal mülk saltanat hırsı taşıyan, dünyaya tapan ve sanki buruda sonsuz kalacakmış gibi hareket edenler için büyük dersler ve ikazlar vardır. Zira o kutlu peygamber ölümü yaşamaktan daha güzel görüp genç yaşında kudretin malın servetin en yüksek makamındayken ölümü istemiştir. Hz Yusuf peygamberin kıssası şöyleydi. Hz Yusuf peygamber mısıra köle olarak kardeşlerdi tarafından satıldıktan sonra çilesi bitmemiş çilesine mısır azizinin eşinin iftirası sonucu zindan eklenmiş birinci çilesini kardeşlerinin eliyle kuyuya atılarak çeken, ikincisi çilesi babasından ayrılmakla çeken Yusuf peygamber üçüncü çilesini ise Züleyhanın eliyle 12 sene zindanda kalarak çekmişti. Bu çileli hayatı kralın rüyasını yorumlamakla değişmiş. Mısır azizinin ölümüyle beraber mısıra ikinci adam olmuştu. Artık onun malı mülkü makamı ve kudreti vardır. O kudret makam ve mevki sahibi olan peygamber züleyha validemizi eş olarak almış.40 seneye yakındır görmediği babasına ve kardeşlerine kavuşmuş. Mutluluğuna mutluluk saadetine saadet katmıştır. Bu zamanda bütün insanların ulaşmak için çırpındığı hatta elde etmek için bazen mukaddesatından rüşvet verdiği, hırsla mala, dünyaya ve şöhrete meftun olduğu, dört elle dünyaya sarılıp aşık olduğu şeyleri Yusuf eliyle geri itmiştir. Bu zamanın insanının taptığı, köle olduğu, aşık olduğu mevki makam ve mala o sırtını çevirmiş ve rabbinden ölümü istemiştir. Böyle bir zamanda mala dünyaya mevkiye saltanata eren insanlara bakınca hiç birisi bunlardan vazgeçmeye yanaşmadığı görülecektir. Bu zamanın insanı dört elle ve hırsla daha çok mal elde etmeye çabalarken o kutlu zatın şöhretin kudretin zirvesindeyken ölümü istemesi ise ibretliktir. Evet, o zatın yaptığını bu zamanın insanı anlamaktan uzak olduğu gibi yaptığına delilik dahi diyenlerin sayısı çok olacaktır. Acaba bir insan mevki ve makamların en yükseğine çıkmışken ve o kadar zahmet sonrası rahata kavuşmuşken neden ölümü isteyebilir. Neden rabbine niyaz ederek. Rabbim, sen bana egemenlikten pay verdin, beni olayları (ya da rüyaları) yorumlamaya ilişkin bazı bilgiler ile donattın Ey göklerin ve yerin yaradanı! Gerek dünyada, gerek ahirette tek dayanağım sensin; canımı müslüman olarak al ve beni iyi kulların arasına kat
(Yusuf Suresi:101)demiştir.Bu hikmeti bedüzzaman hazretleri şöyle beyan eder. En güzel bir kıssanın güzel bir nüktesidir. Ahsenü'l-kasas olan kıssa-i Yusuf Aleyhisselâmın hâtimesini haber veren" Müslüman olarak canımı al ve beni salih kullarına kat" âyetinin ulvî ve lâtîf ve müjdeli ve i'câzkârâne bir nüktesi şudur ki:
Sair ferahlı ve saadetli kıssaların âhirindeki zeval ve firak haberlerinin acıları ve elemi, kıssadan alınan hayalî lezzeti acılaştırıyor, kırıyor. Bahusus kemâl-i ferah ve saadet içinde bulunduğunu ihbar ettiği hengâmda mevtini ve firakını haber vermek daha elîmdir; dinleyenlere eyvah dedirtir. Halbuki şu âyet, kıssa-i Yusuf'un en parlak kısmı ki, Aziz-i Mısır olması, peder ve validesiyle görüşmesi, kardeşleriyle sevişip tanışması olan, dünyada en büyük saadetli ve ferahlı bir hengâmda, Hazret-i Yusuf'un mevtini şöyle bir surette haber veriyor ve diyor ki:

şu ferahlı ve saadetli vaziyetten daha saadetli, daha parlak bir vaziyete mazhar olmak için, Hazret-i Yusuf kendisini Cenâb-ı Haktan vefatını istedi ve vefat etti, o saadete mazhar oldu.

Demek, o dünyevî lezzetli saadetten daha cazibedar bir saadet ve ferahlı bir vaziyet, kabrin arkasında vardır ki, Hazret-i Yusuf Aleyhisselâm gibi hakikatbîn bir zat, o gayet lezzetli dünyevî vaziyet içinde, gayet acı olan mevti istedi, tâ öteki saadete mazhar olsun.

İşte, Kur'ân-ı Hakîmin şu belâgatine bak ki, kıssa-i Yusuf'un hâtimesini ne suretle haber verdi. O haberde dinleyenlere elem ve teessüf değil, belki bir müjde ve bir sürur ilâve ediyor. Hem irşad ediyor ki:

Kabrin arkası için çalışınız; hakikî saadet ve lezzet ondadır.

Hem Hazret-i Yusuf'un âli sıddıkıyetini gösteriyor ve diyor:

Dünyanın en parlak ve en sürurlu hâleti dahi ona gaflet vermiyor, onu meftun etmiyor; yine âhireti istiyor. Demek rabbinin cemaline ,cennetine ve rahmetine kavuşmak için iştiyak ve şevk ile ahreti istiyor.bu dünyadaki debdebe ve saltanatın bir gün biteceğini biliyor.


Dipnot.23. Mektub 7. Sual


Konular