1000 Yılda Bir Yazılan Aşk Kitabından Anladıklarım…

1000 Yılda Bir Yazılan Aşk Kitabından Anladıklarım…


(Mesnevİ)














Ey Oğul!








Şeytana her gün yüzlerce defa uymakta, aldanmaktasın.. Her seferinde de aldandığını anlamana rağmen aldatılmaktan usanmamaktasın. Hem maddi hem manevi zararlarını bile bile, göre göre, her seferinde bir defa daha aldatılmak için şeytanın peşinde gidip durmaktasın.Bu mütemadiyen aldanmanın sana ne faydası var ey oğul? Bu böyle nereye kadar devam edecek cancağızım? Seni ateşe sürükleyen o mel’un kılavuzun peşini ne zaman bırakacaksın ey güzel yüzlüm..







Kalbini her gün karartmaktan, gittiğin o karanlık yolun çirkefliğini, çirkinliğini görmemektesin ay yüzlüm. Gel, bir defa da bu yöne bak. Hakk yolunun son kılavuzu seni beklemekte.. Seni özlemekte.. Seni çağırmakta ey oğul!









Gel…









Ne olursan ol gel bir defa da ALLAH için aldan ne olur! Her gece fâni zevkler uğruna uykusuz kalmaktasın. Ne olur gel, bir gece de ALLAH için uykusuz kal. Ömrün boyunca bir gece de ALLAH için çalış, çabala, ALLAH için gül, ALLAH için ağla, ALLAH için kunuş, ya da ALLAH için sus ey oğul.







Oyunda, oynaşta geçirdiğin şu bir yönüyle çok uzun, bir yönüyle de çok kısa olan ömrünün bir gecesini de ALLAH için aldanarak geçirsen ne kaybın olur?









Şeytanı her gün onlarca defa memnun etmedesin.









Ona uyarak onu sevindirip, zil takıp oynatmadasın

Seni yaratan Rabb’ini sevindirmeye ne zaman sıra gelecek cancağızım? Her gün şeytana uyarak ondan günah satın almaktasın, gel bir gece de ALLAH’a uy da dök o günahlarını içinden ne var. Her gün günah işleri düşünmekten kafanın içi zindan gibi kararmış. Aklını kullan ey oğul; Aklının güneşini Firavun'un zindanına çevirme, gel…









Seni yaratan Rabb’ini düşün. O’nu an, O’nu düşün, O’nu sevmeye çalış da gönül zindanlarının perdeleri birer birer yırtılıp yüreğindeki Cebel dağının ufuklarından nur güneşi kendini göstersin.









Kendini et, kemik yığını ve kan torbası olarak görme ey oğul! Geç o teninden.. Geç o kanından.. Geç o canından da canların Padişahı, canların canânını bul. O’ sevgililer sevgilisini aramaya akıl ile başla, aşk ile bitir ey oğul! Akıl, okyanusun kenarına kadardır. Sonrasını aşkın kanatlarına binerek görebilirsin. Okyanusun kenarına varıp sonrasınıda akıl ile devam etmeye kalkarsan bil ki sen okyanusta bir damla gibisin ve boğulursun. Bin aşkın kanatlarına ki; sen okyanus ol, okyanusta senden bir damla olsun..









Dertleri, belaları engel olarak görme. Onlar senin için seni menzile ulaştıran bir merdiven gibidir. Başına ne gelirse sabırsız olma. Anne çocuğuna ne kadar kızarsa kızsın çocuk yine kendini annesinin kucağına bırakır. Sen de Rabb’ine karşı öyle ol.









Yer yüzünde yüzlerce, binlerce, milyonlarca kılavuz var. İçlerinden eğri de çıkar doğru da. Hepsini dinlemeye kalkışırsan kafan karışır. Sen içindeki pusulaya göre yönünü ara, bul. O pusula ki iyiyi iyi bilir, kötüyü kötü. Yapılıp yapılmaması ayrı bir konudur.









Yaratılışın ve yaratıışının sırrını ara!..









Eğer Hakk Te’âla isteseydi hepimizi melek gibi de yaratırdı ya da herkesi iman ve inanç sahibi olarak ta yaratabilirdi. İşte bulmacayı çözmeye buradan başlamalısın ey can aşığı! Şekil ve ritüellerde boğulma. Allah senin ne yaptığından çok, kalbinin o andaki durumuna ve niyetine bakar. İnsdanlar seni camide ibadet ederken bulsa bile bir bakarsın o an Allah sana meyhanede imişsin gibi muamele eder! Çünkü sen camide meyhane düşünüyorsundur. Allah aşıkları meyhaneye de girse orayı mabed olarak görür. Allah düşmanları da camiye bile girse orayı meyhane gibi görür.Şu hayatımızda ne yaparsak yapalım farkı yaratan niyetimizdir. Hiçbir günah iyi niyetle yapılmaz, bunu da aklından çıkarma.









Yaşadığımız hayat, elimize tutuşturulmuş rengârenk oyuncaklar gibidir. Kimilerimiz oyuncakları o kadar ciddiye alır ki; elinden alınınca ağlar, sızlar, perişan olur. Kimisi de eline aldığını kırar, döker, sonra da kaldırıp bir kenara atar. Sen bunların ikisinden de olma. Dünya malına ne aşırı kıymet ver, ne de kıymetsiz olduğunu düşünme. İfratta da, tefritte de orta yolu tercih et. Hz. Peygamberimiz de böyle buyururlar zaten.









Şu dünya bir dağ gibidir. Ona ne söylersen O’da sana onu aksettirir. Ağzından iyi, güzel, hayırlı bir söz çıkarsa o söylediklerin yankılanır, Şer çıkarsa sana gerisin geri şer yankılanır. Öyleyse her kim senin hakkında kötü bir söz söylerse, sen de bunu duyarsan sakın ona kızma. Aksine sen onun arkasından 40 gün hayır konuş. 40 günün sonunda göreceksin ki her şey değişmiş olacak. Senin gönlün değişirse dünya değişir ey oğul!









Kader konusunda yanılgıya düşme ey oğul! Kader, hayatımızın önceden belirlenmiş olması demek değildir. Bu sebepten, “Ne yapalım kaderim böyleymiş!” deyip de kolaycı bir yol seçip, mesuliyetten kaytarma yolunu seçme. Kader, yolun tamamını değil, sadece yol ayrımlarını verir. Güzergah bellidir ama tüm dönemeçler ve sapaklar yolcunun tercihi ile ilgili bir durumdur. Öyleyse ne hayatın hakimisin, ne de karşısında çaresiz birisin. “Sarhoştum, ne yaptığımı bilmiyorum” diyemezsin. Çünkü o sarhoşluk hali sana kendiliğinden gelmedi. Aldığın o alkol ile sarhoşluğu sen davet ettin. Sen buyur ettin! Demek ki; Ne hayatın hakimiyiz, ne de hayat karşısında çaresiziz.









Cümle âlem kötü olsa sen iyi olmakla mükellefsin ey oğul! Başkaları seni kınasa da, ayıplasa da, dedikodun da yapılsa, hatta iftiraya bile uğrasan ağzını açıp ta kimse hakkında kötü bir söz söyleme.. Hakk’a yakınlaşmak için ihtiyaç duyacağın tek binek; İYİ, GÜZEL HUYLU BİR KALP’TİR. Bu bineğin benzini de açlıktır. Deposunu açlıkla doldurduğun kalbinin uçağına bin ve Hakk’a doğru yolculuğa çık ey oğul!









Kimsenin günahını, ayıbını açma, ört…









Kimse hakkında kötü söyleme, sus…









Senden önde olanlara haset etme, sen yoluna bak.







Her canının istediğini midesine dolduran hazcılardan olma!









Her istediğini yapıp da nefsini şımartma, sonra hakim olamazsın.









Kendi günahından başka günah görme..









Yaptığın iyiliği hemen unut, ama başkalarının sana yaptığı iyiliği ömrünün sonuna kadar unutma.









Başkasının yaptığı kötülüğü de hemen unut, ama senin başkasına yaptığın kötülüğü asla unutma ve kendini affettirmeye çalış.









İnsanlara da eziyet etme, hayvanlara da.. Kaldı ki hayvanların ecri, insandan ağır ola. Çünkü onlar kendilerini ve haklarını savunamazlar. Birilerinin hilesinden, desisesinden endişeye kapılma. Eğer birileri sana tuzak kuruyor, sana düşmanlığa hazırlanıyorsa Allah da onlara tuzak kuruyordur. Çukur kazanlar o çukura bir gün mutlaka kendileri düşerler. Ne bir zerre hayır karşılıksız kalır, ne de şer. Sen sadece buna inan kâfi.









Noktalar sürekli değişse de bütün aynıdır, hiç değişmez. Ölen her hırsızın yerine yeni bir hırsız doğar. Ölen her dürüst bir insanın yerine de bir başka dürüst insan doğar. Bu denge terazisi kıyamete yakın zamanlara kadar devam eder. Bu terazinin dengesinin aşırı bozulması da zaten kıyameti tetikleyen bir durumdur.









İlim bir Şeriattır, olmazsa olmaz.









Aşk bir hakikattir, olmazsa Hakk bulunmaz.









Aşksız geçen bir ömür beyhude yaşanmıştır. Cennette yaşayıp da cennetten gafil olmak gibi bir şeydir. Dünya malı ve sevgisi mi yoksa ALLAH aşkı mı? Diye sorma. Ayrımlar, ayrımları doğurur. Aşkı ne sıfatlandırmaya, ne de tanımlamaya gerek vardır. Aşk, başlı başına bir dünyadır.









Ve…







Siz, ya tam içindesinizdir aşkın,









Ya da dışındasınızdır O’ İlâh’i hasretin…









Bu ikisinin daha ortası da yok… Daha ötesi de...









Şeref Yücel

Konular