FARKI FARKEDEN FARUK

Doğruyu kaybedip bulamayanın nasibinde yanlış, yanıltan bulunur. İşte bu sebeple denmiş: “Galat-ı meşhur; fasih-i mehcur’dan evlâ görünür..”



Doğrusu, esası kaybolup unutulunca; meşhur olan yanlış evlâ, üstün görünür. “Zaman sana uymazsa sen zamana uy..” Benim kalbime bak, kalbim temizdir. Ananın sütü gibi helal olsun vs.



Doğru zannedilen bu kabil yanlışlardan kimisi küfürdür ki helaka götürür.



İşte bu zamanda Faruk olanlar, millete doğruyu gösterir. Faruk ise; haklıyı haksızdan, doğruyu yanlıştan, hakikiyi, esasını sahtesinden ayıran, ayırmakta mahir olan kimsedir. Bu zamanda bunlar Kibrit-i Ahmer gibidir.



Bu bir hassadır ki mevhibe-i İlahidir.



“Ahir zaman” doğruların kaybolup yanlışların doğru sanıldığı zamandır.



Faruklar müstesna, bu zamanda çok bildiğini sananların halini düşün. Bu yanlış bilgi sahibini selamate çıkaramaz, melanete götürür.



İlim, ilim bilmektir...



Doğrunun ama dosdoğrusunun, hakkın ve hakikatın merkezi olmak, ekseni olmak, faruk olmaktandır!.



Faruk, farkın farkını farkedendir!. Galat-ı meşhur’u doğru sanan, fasih-i mehcuru terk edilen güzeli yanlış sanmak bu günün insanının işidir.



Memleketi bir asra bile varamadan “Hasta Adam” haline ancak bu kafa getirebilir.



Kaderini İlahi Kudrete bağlamış, emanet etmiş bir irade ne mübarektir !.



Akıl akıl deyip batağa batan aklın ne zavallı olduğunu anla!.



“Anayasamız polis Tüzüğü gibidir.” Diyen Sami Selçuk ne güzel söylemiş.



Farkın farkında Şah var Sultan var



Farkın farkında; farkın farkını fark eden FARUK var.



Faruk Tefrik eden, haklıyı haksızdan ayıran, doğruyu yanlıştan ayıran.. Hakikiyi, esası, sahtesinden ayıran, ayırmakta mahir olandır.



Farkın farkedilmesi mühim bir fark,



Farkedilmemesinde yoktur bir fark



Farktaki fark, gümüş madenindeki altın gibidir.



Fark bir güzel, farktaki fark bin güzel



Farktaki farkı farket ki bin güzel senin olsun.



Farkı farkediyorsan farklısın.



Farkın farkı, farkın ziyneti gibidir.



Fark bir değerse, farkın farkı bin değer.



Fark pazarda, farkın farkı nazarda



Farkta bir hayır, farkın farkında bin hayır



Farktaki farkın bin hayrını, farkedene sor..



Farkın zaferi farkın farkıyla olur.



Fark bir derece ise, farkın farkı bin derece olur.



Faruğu, tefik edebildin mi, farkedebildin mi ..



Farkın farkını fark eden Şahtır, Sultan mıdır ne!..







Basiret gözün manâyı görmesi, manâyı farketmesidir.



Her kim Göğsünde bir kapı açılır yani kendi kendine manevi münkeşif olursa o, her zerreden güneşi görür. Sh. 732



Yıldızlar arasında ay farkedildiği gibi, Hak da sairleri arasında böyle farkedilir, belli olur.



Basiret sureti değil, manayı gören, farkeden göz demektir.



Bir insanın sinesinde fütühat olur, yani kalp gözü açılırsa o adam zahir ehlinin göremediğini görürür, fark eder, tefrik eder sh-733 Mevlana Celalettin Rumi- Mesnevi C. 1. Kit.3











“Benim kalbim temiz” demek Kuran’a zıttır, muhaliftir. Yusuf Suresi 53. Ayette “Ben nefsimi temize çıkarmam, o kötülüğü emreder.” Bir peygamberin böyle bir sözüne muhalefet; Kuran’dan çok uzak olunduğunun açıkça ifadesidir. Bakara suresinin 10. Ayetinde “Kalplerde maraz – hastalıklar – vardır” ifadesi 14 asırdır haykırsın da birileri o hastalıklardan gafil olsun ..



“Anan ak sütü gibi helal olsun” sözü ise; haram - helal gözetmeden, şüpheliden sakınmak olan Vera olmadan önüne gelen her şeyi yiyen bir annenin sütünün helal olabileceğini düşünmek gafletini azim önemle hatırlatırız!.



“Zaman sana uymazsa sen zamana uy”, sözündeki ve söyleyenlerdeki yavanlığa bak!. Zaman, hiç kimseye itiraz etmez, karşı gelmez, asi olmaz, uymamazlık etmez.. Zaman yaratıldığından beri mutidir, itaat eder.. Buna rağmen “zaman sana uymazsa...” sözünü nasıl söylersin ve dinleyen de kös dinler gibi nasıl dinler.. zaman bir defa bile asla itiraz etmediği halde “Zaman sana uymazsa...” sözünü nasıl söyler!.. Gafletten söyler..



“Cennet anaların ayağı altındadır”



Cenneti kazanamayan anaların da ayağının altında mıdır?



Yoksa “Cennet”, cenneti kazanan anaların ayağı altındadır. Bu hadis mecazi olup manası cennetlik anne ve babanın dediğini öğüdünü tutup gittiği yoldan sapıtmadan gitmektir.































Hasse - his’ten – duygu, bu şeye ait hal, hiss.



Hassa – bir kimse bir şeye has olan hususiyet, özellik



Fârabi- Aristo felsefesini İslam Aleminde yayan



İbn-i Sinaya çok tesir etmiştir. Onun için çok tekfir edilirler.

utefekkır ISMET AKÇAL
M


Konular