FITRATINIZIN CENNET ARZUSUNA NEFSİNİZLE KÖSTEK OLMAYIN.

Hangi insana sorsanız uçmayı isermisiniz evet diyecek.hangi insana sorsanız genç kalmak istermisiniz.tereddütsüz evet diyecektir.hangi insana sorsanız hiç hastalanmadan yaşamak isterimisiniz hiç kimse hayır demiyecektir.hangi insana orsanız hep mutlu olmak iztermisiniz diye herkesin vereceği cevap evet olacakıtr.insanların hepsinin arzusu emeli gayesi hedefe amacı mutlu huzurlu yaşamak sağlıklı ve sıhhatlı olmaktırb.insanların çoğusu için en birinci hedef gaye ve amaç afiyit sıhhat ve saadettir.temennilerini sorduğunuz bütün insanların ortak cevabı mutluluk ve sağılktır.mutluluk ve sağılık herkesin ortap paydası olmasının sebibi insanların fıtratlarının iktizasıdır.insanların hepsininruhunda aklında kalbinde hiç bitmeyecek bir mutluluk hiç tükenmeyecek bir sağlık arzusu olduğu halde maalesef buna ulaşacak ellerinde kudret kuvvet ve ilim yoktur.bütün insanlar için ölüm hayatı ve mutlulukları acılıştıran bir gerçektir.arzularını emellerinin isteklerini ümitlerinin hayallerinin ancak yüzde onuna muvavak olan insanın emellerinin azularının hayallerinin yüzde doksanını gerçekleştirmeden bu diyardan ayrılması eğer iman olmadığı zaman bütün bütün manasını yitirmektedir.ebedi arzuları olan ve hiç yaşlanmak, hiç ağlamamak, hiç hastalanmamak, hep mutlu olmak arzusu olduğu halde bunlara muvaffak olmamak adalete ve rahmete sığmıyor.herkes her kesimin arzusunu çektiği, istediği, talep ettiği ve olmasını hayal ettiği bitmeyecek bir mutluluk saadet muktluluk yeri elbet vardır.Çünkü fıtrata o duyguları koyan rabbimiz o fıtratların arzularını verecektir.bu arzulara ulaşmak yolunu ise rabbimiz ibadete iman etmeye ve kulluk etmeye bağlamıştır.Kulluğun kaşılığıdır.Herkesin özlemini arzusunu çektiği dünyada muvafak olmadığı mutluluk ve saadet için çalışmaması ve onlarla avunması ise gariptir.Herkes cennet gibi bir hayatı sever ister ve özler.Herkes hastalıksız kedersiz ve belasız bir hayatı ister ve hayalini kurar.Herkes ölümsüz ayrılıksız bir hayatı ister ve arzu eder.yaşlananlar için gençlik,hastalar için sıhhat,kederli olanlar için mutluluk ,sıkıntılı olanlar için rahatlık özlemi mutlaka vardır.Bu kadar özlemi olan insanların bu özlemlerini bu dünyada giderme imkanı olmadığı halde ve o hayallerini emellerini öldükten sonra ahrette giderme ve onlara kavuşma hakikati olduğu halde ona dört elle sarılmazlar.Çünkü nefisleri onları alıkoyar.Fıtratlarındaki cennet tarzı bir hayatı arzuladıkları halde onu kazanmaya gelince nefisleri veresiye gibi olan cennetin ebedi mutluluk saadet gençlik nimetlerinden o insanları alıkoyar.Önlerine set çeker.Hazır lezzeti isteyen nefis o emeli sekteye uğratır . İnsanları hazır lezzetlele oyalar.Aldatır.Yalancı küçük lezzetlerle kandırır.Onların ruh ve kalplerindeki ebedi arzuları iskat ettirir.Onların cennet azusuna engel olur.Halbuki elinde o fıtrata vereceği bir şey yoktur.O fıtrata vereceği sadece geçici bahar güzellikleridir.Geçici anlık mutluluklardır.Geçici kısa gençliktir.Geçici aldatıcı lezzetlerdir.Bu geçici hazır lezzetlerle insanı aldatan nefis insana cennet yolundaki arzularına köstek olup çelme takar.O insanlara cenneti kazındıracak ibadetlerden kulluktan zikirden evratlardan alıkoyar.Onların fıtratlarının şiddetle istediği cenneti onlara uzaklaştırıp uzak gösterir.Ruhunun aklının ve kalbinin arzuladığı ebedi gençiliği,ebedi mutluluğu ve ebedi güzelliği o insanlardan uzaklaştırıp onları küçük lezzetlelerle oyalar.Cennetin safi nurani elemsiz kedersiz lezzetlerinden, cennetin tükenmeyen eskimeyecek olan gençliğinden, cennetin tükenmeyecek eksilmeyecek nimetlerinden, cennetin bin senelik mesudane lezzetlerine denk gelecek cemalülahından ,cenneütin bitmeyecek ve değişmeyecek hayatından mahrum eder.Belki dünyada teknolojik gelişmeler ile insanlar hayalini kurduğu şeylere ulayacaktır.Belki uçacaktır. belki bir yerden bir yere anında saniyede gidecektir. belki gençiliği uzatıp yaşlanmayı geciktirecektir. belki hastalıkları engeleyecektir.Ama bütün bu fıtratın istediği şeylerin bir maliyeti olacak her kes bu hayallerine ulaşamayacak herkes muvaffak olamayacak yada ömürleri yetmeyeceği için yine aksik ve gedik kalacaktır.Ama cennette arzu edilen hayali çekilen her şey en üst seviyede olacaktır.Kuşlar gibi uçmak.Balık gibi yüzmek,anında doymak.Kanatlı atların sırtında gezmek,istediği kadar cismani ve öteki zevkleri tatmak, imkanı olacaktır.Bunların sınırı sonu olmayacağı için baki olacaktır.Bıkma usanma olmayacağı için lezzetler tam olacaktır.Üzülme kederlenme ağlama hastalanma olmayacağı için lezzetler gölgeli olmayacaktır.Ölüm ayrılık olmayacağı için lezzetler acılaşmayacaktır.Yorulma uyuma olmayacağı için lezzetler eksik olmayacaktır.Elmas,yakut,zümrüt ve inciden evler olacağı için eskime bozulma olmayacaktır.Sevdiklerini kaybetme, onlardan ayrılma, onları gurbete gönderme olmayacağı için mutluluk tam olacaktır.
Acaba eksik, gedik ,fani, batıl zeval bulan dünyevi mutluluklar için bu kadar çırpınan insan ruhu ve aklı acaba ebedi sonsuz tam eksiksik ve daimi sonsuz mutluluğu kazanmak için ne yapması gerekir.Bu noktada bu nimetlerden onu mahrum etmek isteyen nefsine karşı nasıl bir tavır takınması gerekir aklı olan herkes anlar.Fıtratına muhaflef edenler ve onun sesini kısanların ve cenneti kazanmak için ibadat ipine tutanmayanların cennetleri ve lezzetleri geçici küçük nasık olmaktan öteye geçmeyecektir.Her şeyin en güzelini isteyen nefislerine dünyada yalancı geçici lezzetleri vererek oyalamanın neticesi nefislerine zulüm ettiklerini ahirette anlayacaklardır. Küçük baharlara, küçük denizlere, küçük mevsimlere,küçük insanlara aşık olan insanlar neden bu geçici son bulan güzelliklere aşık olurken bunların bakisi olan gölgesizi olan cennetteki asıllarına iştiyak duyup onları kazanmak için çabalamaz.Onları elde etmek için çırpınmaz.Cennet isteyen cennet gibi hayat isteyen cennet gibi fiyat isteyen cennet gibi dünya isteyen ona çalışmalı onu elde atmeye teşebbüs etmelidir.Cennetin anahtara olan namazı kılmalıdır.Cennetin ücreti olan ibadetleri yapmalıdır.Cenneti kazanmak için ibadet ücretini ödemelidir.Nefsinin yüzler fersah uzakta gösterdiği cennet bir adım ötedir.O bir adım ötesine geçmek için ibadete sarılmayan cennette layık olmayınca cehenneme gidececiktir.Cennetin nimetleri sonsuz ve kalıcı olduğu gibi cehennemin nimetleri ve azabı dahi sonsuz ve kalıcıdır.Bu durumda aldanmamak için insanlar nefsini ve şeytanı değil vicdanın ve fıtratının ebed arzu ve sesini dinlemelidir.Yalanıc kurulan uyutucu cennetlere aldanmamalıdır.Kulak verseler vicdanlarına o hep ebed ebed diyecektir.Dünyaya razı olmayacaktır.Dünyalık geçici, batıl, fani nakıs şeylere razı olmayacaktır.Ebed ebed diye feryat edecektir.Onun sesini duyan cennet için çalışır onun sesini duymayan ise nefsinin rızası için çalışır.Nefsine rabbinden yana razı eden cennette mukafatını alır onu azdıran ve rabbini razı etmeyen ise soluğu cehennemde alır.
Aklı başında insan fıtratının cennet arzusuna nefsin köstek olmasına musade etmez.Cenneti kazanmak için çalışır.Asıl mutluluk ve rahatın kabrin arkasında olduğunu bilir.Vesselam.


Konular