İbadetler Ne Söyler?

Namaz, oruç, hac ve Allah yolunda savaş hep insanın ezeldeki elest sözleşmesinin şahitleridir. Zekât vermek, dostlara armağanlar sunmak, hasetten uzaklaşmak, insanın gönlündeki ezel sırrına şahitlik etmektedir. Misafir ağırlamak, insanlara ihsanda bulunmak: “Biz de sizin gibi müslümanız, Allah’a verdiğimiz sözde duruyoruz, sizin gibi iç temizliğimizi belirtiyoruz.” demektir.

Hediyeler ve armağanlar kime veriliyor ve sunuluyorsa bu ona: “Ben de seninleyim, seni seviyorum..” diye şahitlikten ibarettir. Bir kimse mal ile yahut başka türlü bir vasıta ile hayra çalışırsa, o çalışma: “İçimde, gönlümde cömertlik ve iyilikseverlik cevheri var.” demektir. Benim içimde takva ile cömertlikten ibaret bir cevherim vardır ki, zekât ve orucun ikisi de ona şahittir. Oruç der ki: “Allahım! Bu kişi helal lokmayı bile senin emrine uyarak yemedi. Susuzken su içmedi, nasıl olur da harama el atar?” Zekât der ki: “Bu kişi çok sevdiği malından ayrıldı ve onu yoksula verdi, bu adam nasıl olur da hırsızlık yapar?”

Fakat bu işleri, bu iyilikleri, gösteriş için, insanları aldatmak için yapıyorsa, o iki şahit, Hakk’ın ilahi adalet mahkemesinde kabul edilmezler.

Hz. Mevlâna k.s., Mesnevi
Semerkand Dergisinden Alınmıştır.


Konular