Allah Tevbe Edenleri ve Temizlenenleri Sever....

İnsanın hayatında geri bırakılmaması ve hemen yapılması gereken bazı işler vardır ki geciktirilmesi bazen zarar, bazen pişmanlık bazen de keder verir. Mesela vakti gelince çocuğun Kuran öğrenmesi, yaşı geldi mi namaza başlaması, bir insanın hasta yakınlarını ziyaret etmesi, vefat ettiği zaman cenazesinde bulunması ve imkanlar oluşunca evlenmesi veya hacca gitmesi ve en önemlisi günah ve haramlara, hatalara ve kusurlara giriftar olduğu zaman bir an önce tövbe ve istiğfar etmesi de acele etmesi gereken işlerdendir.

Çünkü ecel gizli olduğu için ve her an geleceği için bir an önce işlediği hataya, kusura ve yanlışa karşı tövbe edip Rabbinin katında af ve mağfiret dilenmelidir. Tövbe ve istiğfar geciktirildiği zaman ya da ertelendiği zaman yaparız deyip kendi vehmiyle ve farazi düşüncesiyle kendine ömür biçtiği zaman hiç ummadığı ve beklemediği bir anda ecel aslanı gelip canını çıkarıp bedenden aldığı zaman geç kalmış olabilir. Tövbesiz ve istiğfarsız olarak suçlu, mücrim ve imansız gitme tehlikesi ile baş başa kalabilir. Sonu helaket ve felaket ve ebedi azap olabilecek bir günah üzere gitmemek için vaktinde geciktirmeden ve beklemeden hemen tövbe edilmesi gerekir.

“Bütün Ademoğulları hatalıdır (hata eder, günah işlerler). Fakat hata edenlerin en hayırlısı (hatasına) tevbe edenlerdir.” (İbn Ebi Şeybe) Hadisinin gösterdiği hayırlı günahkar olmak için tövbeyi ertelemeden hemen öncelikli bir iş görüp, tövbe ve istiğfar edip pişmanlık hali sergileyerek af dilenmelidir. Bende bu günahlar varken, Allah beni affetmez denilerek tövbeyi geciktirenler şu ayeti kerimeye bel bağlayarak ümitvar olabilirler. “Ey iman edenler! Yürekten tevbe ederek Allah’a dönün ki, Rabbiniz kötülüklerinizi örtsün, sizi, içlerinden ırmaklar akan cennetlere koysun”. (Tahrim, 8)

Rabbimiz kulun işlediği günahlardan rahatsızlık duyar. Kulunun şeytana aldanıp onun ve nefsin vaat ettiği küçük lezzetlere aldanarak ve yaratılışın zıddına olan günahlara girmesinden hoşnut olmaz. Kulun günahlar vasıtasıyla cennet ve cemalini görmesinden mahrum kalmasını istemez. Ona olan rahmeti o kadar büyüktür ki, kul Allah işlediğim günahlardan dolayı beni sevmez ve cennetine almaz diye ümitsizliğe düştüğü zaman şu ayeti kerimeye yapışıp ümitvar olabilir. Ve tövbe ve istiğfar ile Rabbine kendini sevdirebilir. “Allah tevbe edenleri sever ve temizlenenleri de sever.” (Bakara, 222)

Nasıl ki iki üç gün yıkanmadan kalan bulaşıklar kuruyup sertleşir, yıkanınca zor çıkar. Uzun zaman yıkanmayan elbiseler kokuşur, belli zaman bir temizlik yapılmayan evler kirden geçilmez, uzun zaman yıkanmayan insanlar kokar ve yanına yaklaşılmaz. Öylede insan günah işledikçe ve o günahlara aldırış etmeyip, tövbe etmedikçe günahlar kalp, ruh, akıl ve bedende katmanlaşıp kalbi, ruhu ve aklı karartır. O insanın manevi kiri ve kokusu rahatsızlık verir. Tövbe suyu, istiğfar sabunu ile yıkanılmadığı için necis, kirli ve kokuşmuş hale gelir. Kalbinde marifete ve ilme ve iyiliğe meyli kalmaz. Nuru iman kalbinden çıkar. Erteleyen Helak Olur. sırrınca dinin, imanın ve islamın nurundan mahrum kalır. Böyle bir helaket ve felakete maruz kalmamak için günah ve dalalet ve nisyanları tövbeyi ve istiğfarı geciktirmeden temizlemeli, onların yerini salih amel, hayır ve iyilikler ile değiştirmelidir.

İşlediği günahlara karşı nedamet, ah ve pişmanlığını duyuyorsa onları kendisine şefaatçi yapıp “Ey rabbim senin Peygamberin “Pişmanlık tevbedir. Günahdan tevbe eden, günahı olmayan kimse gibidir.” (Taberani ) diyor. Bende Pişmanlık ve nedametimi şefaatçi yaparak huzuruna geldim. Pişmanlık ile açtığım tövbe elimi af ve mağfiret ile doldurup beni sevindir. Tevvab isminin şefkatiyle, Rahim ve Gafur isminin merhametiyle ve Settar isminin gizlemesiyle beni affet. Benim günahımı meleklerine, mahluklarına ve bana dahi unuttur. Demelidir. Rahmeti celp edip gadabından kurtulmalıdır. Vesselam.19/03/2012.Tahkik.Org


Konular