MURSELAT. 31/32

MÜRSELAT 31-32
Mürselat 31-32 : Muhakkak o ateş öyle kıvılcımlar atar ki (Şerare) her biri saray gibi
​Sanki o kıvılcımlar sarı deve sürüleri gibi “Şeraren Kasr”  “İmaletün süfrun”
Kemal çinel : (Sur dergisi) bir fotoğraf ve altında yorumu var. Üstte güneşteki patlamalar ve alt karede çölde develer.
Kemal Çinel: Yukarıdaki fotoğraf , güneşteki tekno nükleer reaksiyonlar sonucunda meydana gelen ve milyonlarca km. uzağa fırlatılan dev alevlere aittir. Daha 14 asır öncesinden “saray” gibi muhteşem oldukları ifade edilen ve sarı develere benzetilen bu alevlere , fezanın karanlıkları ile birlikte Kuran’ın da bir başka mucizesi anlatıyor.
​Resimlerdeki alevlerin çift hörgüçlü develere benzemesi , son derece hayret vericidir. Üstelik ilim adamlarının bu reaksiyonlar hakkında elde ettiği son bilgiler , Murselat suresinin 31 ve 32’nci ayetleriyle her noktada uyum sağlamaktadır.
​Alman kaynaklı “Meyers Handbuch Überdas Weltall adlı kitaptan aldığımız yukarıdaki resimlerde , sarı develeri andıran dev alevlerin meydana gelişini kare kare aktarıyor ve bu resimlerin alttaki deve fotoğrafıyla uygunlunu göstererek….
​Murselat 31 ve 32’nci  ayetlerin mealine göre güneşin neşrettiği , fırlattığı ateş kıvılcımları saraylar gibi büyük ve fakat develer sürüsünü andırmakta olduğu tespit edilmiştir.
​Bu bir mucize olup bir Kuran hakikatı daha tespit edilmiş oldu. Biz de bu tespite bazı şeyler eklemek istedik. Neden deve sürüsü oluyor da at , sığır , ceylan, zürafa sürüsü olmuyor. Neden illa deve sürüsü. Tasavvufta Ashab-ı Kehf’in kıtmır’i çok meşhurdur. Meşhurluğu Ashab-ı Kahf’e sadakatindendir. “Bir sofi , bir Mü’min de Mürşidine , yoluna , Resulullah’a , Kurana , Allah’a sadakat göstermelidir” derler. Hakikaten kulun anlayamaması , kavramamasına rağmen , bir kıtmir  , sadakati bütün insanlığa ispat etmiştir. Bunlardan ibret alandan Allah razı olsun. Bu öyle bir sadakat ki yaşayan, yaşayabilen bir sadakat.
​İnsan olup da şöyle bir sadakat gösterememek vicdanı olan için düşündürücüdür.
​Bir kıtmir sadakatini böyle gösterirse , her insan ,her Mü’min neden sadakatte Ebu Bekir (r.a.) gibi olamıyor. Olması da asla mümkün değildir. Acaba Kıtmir , köpeklerin Sıddık-i Ekberi midir?
​Şimdi esas mevzuya gelmek istiyoruz. Bir Hadiste Resulullah (a.s) şöyle buyuruyor : (Mü’min deve gibi olmalıdır.) Çünkü deve çok sabırlı yapısı olan bir hayvandır. Koskoca deve sürüsünü bir merkep çeker de , ya da küçük bir çocuk çeker de koskoca cüssesiyle peşinden gider , itaatsizlik etmez. Güney yarım kürede olan bütün çöllerde insanlık var olalı beri hem ticari eşyasını hem de binek olarak kullanılmıştır. Güneşin yakıp kavurduğu çöllerde hiçbir zaman of bile demeyen , her türlü yükü ve her türlü binicisine tahammül gösteren bir yapısı vardır. Kızgın çöller ortasında insanoğlu var olalıdan beri belki ömürlerini o sıcak çöllerde tüketirler de of bile demezler. Develerin pek çok hususiyetlerinden bir tanesidir bu. Resulullah’ın (a.s.) “Mü’minler deve gibi olun” ilahi beyanı dikkatimizi devenin sabrına , uysallığına ve her nereye çökmek istenirse itiraz etmeden hemen oraya çöküvermesi , her nereye gidilecekse itiraz etmeden oraya gidilmesi bedenlerinde yedek su deposu olduğundan uzun süre susuz kaldığı zaman sabretmesi , huysuzlaşmaması kıtmir kadar hatta daha fazla dikkatimizi çekmeli. Yani demek istiyoruz ki devenin saydığımız vasıflarına Resulullah (a.s.) dikkatimizi çekmekte ve o vasıflara sahip olmamızı emretmektedir hafi olarak.
​Resulullah efendimizin Mü’minler için dikkatleri çeken vasıflarına Hz. Allah da (Saray gibi şerarelerin deve şeklinde intişar etmelerine) dikkat çekmesi ikisi de bir yerde yani saydığımız hasletlerinde birleştiklerini görüyoruz.
​Ayet Diyor ki: “Muhakkak o ateş öyle kıvılcımlar atar ki her biri saray gibi. Sanki o kıvılcımlar sarı deve sürüleri gibi.”
​Saray misali büyük kıvılcımlar atan güneş o attığı ateşi sarı develerine benzemektedir. Kuran’ın bu ifadesini başta yazdığımız (Alman Meyers’in el kitabında) tespit edildiği yazılmaktadır. Biz bunu şöyle tespit etmek istiyoruz. İnsanlık tarihi boyunca o meşakkatli bölgeler olan çöllerde bu develere sahip olanlar büyük saraylara da sahip olan kimselerdir. Yani büyük  servet insanlarını ima etmektedir Hz Allah. Siz de böyle develere sahip olun ki böyle zengin olun hafi emrini anlıyoruz. Bu develer kervan meydana getirir. Saraylar meydana gelir , zenginlik meydana gelir. İşte aşılması çok zor , çok meşakkatli o çöller bu sayede yani bol kazanç sayesinde kendini biraz kolaylaştırır.
​Bir başka düşüncemiz de şudur. Güneşi yaratan Allah olunca güneş İslâm güneşi yani Kurandır. Resulullah (a.s.) Mü’minlerin (Şeyh , mürşid sofilerin) deve gibi hasletli olmalarını isterken o güzel hasletlere kavuşulmasına işaret edilir.
​Bu ifade Ledünî ve esrarı ilahi ile bir Kuranî ifade tarzıdır.


Konular