Kadın erkeğin neyi olur?

YAZININ BAŞLIĞINDAKİ SORUYA:_ÖMÜR TÖRPÜSÜ_ŞEKLİNDE CEVAP VEREN ERKEKLERLE İLGİLENMİYORUMMMM

Modernizm kapitalizmle kol kola girerek tanrısı insan olacak eşya egemen bir dünya yaratmıştır. Bu dünyada her şey materyal ve her bir şey kapitaldir. Kadın da ‘bir dilime katık’ edilmiştir.

Eğri bir cetvelle doğru bir çizgi çizmeye kalkanlar bu başarısızlıklarını gizleyebilmek için herkesin eğri dediğine doğru deme inadı geliştirirler.
Tanzimat’tan bu yana toplumun kurtuluşunu modernlik ve çağdaşlık ölçütlerine sıkı sıkıya bağlanmakta görenler acaba bu artarak çoğalan sosyal kokuşma ve çürüme karşısında ne hissediyorlardır?
Modern ve çağdaş normlar dünün meselelerini çözmek bir yana kendi oluşturdukları enkazı bile temizleyecek durumda değiller.
İnsanlar modern öncesi zamanlara göre bugün daha mutsuz ve daha problemli.
Modernlik ve çağdaşlık toplum içerisinde farklı katmanlara, zıt konuşlanmışlıklara ve karşıt gruplara birbirlerinden hoşnut yaşayacakları yapay cennetler vaat eder.
Bu vaatlerden en büyük pay hiç kuşkusuz kadınların hissesine düşen paydır.
Kadın eşitlenecek, kadın mülkiyet sahibi olacak, kadın özgürleşecek, kamusal alana çıkacak, rol sahibi olacak, evinin reisi olabilecek vs…
Modernizm her ne kadar yüzü ileriye dönük bir düşünme ve yaşama biçimi gibi görünse de iddiası ve cüreti göz önüne alındığında dine karşı bir din olduğu görüntüsünü saklayamaz. İnsanları sakındırıp yöneltmek istediği şeylere bakılırsa semavi dinlerin ‘uzak zamanlı cennetine’ karşı alternatif olarak ayakları bu dünyaya basan ‘yakın zamanlı cennet’ vaadini sıcak tutup yaymaya çalışır.
Kadın asıl erkekle eşitlenmek adına fıtrat dışı beyhude bir koşunun içerisinde olduğunu fark ettiği zaman özgürlüğüne kavuşacaktır.
İç ve dış zindanlarından kurtulmayı başaran kadın aynı zamanda kavgasını verdiği mülkiyet zindanından da kurtulmuş olacaktır.
Mülkiyet ne erkeğin ne de kadınındır. İster erkek olsun ister kadın sadece bir ömürlük mülkiyeti elinde tutabilir insan.
Eğer erkek mülkün Allah’a ait olduğu konusunda tam bir uyanıklık içerinde değilse, kadın da dâhil, sahip olduğu her şeye kendi mülkiyeti nazarıyla bakar.
Erkeğin kadınla olması gereken aidiyet bağını sahipliğe dönüştüren İslamlık dini değil modernlik dinidir.
Bütün birliktelikleri o tek bütüncül birlikteliğin bir parçası kabul eden, bütün sahiplikleri geçici sınanma dünyasının kısa süreli emaneti sayan İslam insanla ve eşya ile ilişkileri de bu minval üzere oturtmuştur.
İnsanın insanla ilişkisi hak ve adalet çerçevesinde şekillenirken insanın eşya ile ilişkisi kullandığı nesnenin aracı ve oyuncağı haline dönüşmemesi üzerine biçimlendirilmiştir.
Erkeklerin kadınlar üzerine tasallutu, baskısı ve şiddeti ilk elden modern hayatın dayatıp yine modernliğin zeminini hazırladığı bir durumdur.
Dişilik, eşlik ve annelik gibi kişiliğini tamamlayan unsurlardan soyutlanan kadın farkında olmadan dış şartlara karşı savunmasız ve mukavemetsiz bırakılmaktadır.
Yaşadığı çağın kadın fotoğrafına uyum sağlayabilmek için istemediği pozlara ve pozisyonlara mecbur bırakılmış olması eğer şiddet değilse nedir?
Kadınlara karşı uygulanan şiddetin neredeyse yarısı kendini çağdaş addeden modern kentli nüfus içerisinden çıktığı hesaba katılırsa modern törelerin kırsal ölçekteki göreneklerden hiç de aşağı kalır bir tarafı olmadığı görülür.
Şiddet öyle şedit bir durumdur ki acısını duyursa da yumruğunu her zaman hissettirmez.
Kapitalizmin daha fazla üretim daha fazla kazanmak uğruna çocuklar, kadınlar, işçiler, memurlar, emekliler ve işsizler üzerinde gerçekleştirdiği yıkım ve vahşetin acısı bütün zamanlarda hissedilecek cinstendir.
Modernizm kapitalizmle kol kola girerek tanrısı insan olacak eşya egemen bir dünya yaratmıştır. Bu dünyada her şey materyal ve her bir şey kapitaldir. Kadın da ‘bir dilime katık’ edilmiştir.
Muharref Tevrat’ın Tekvin suresi (21-22) Âdem’i (erkeği) kadının var olma sebebi kabul eder.
Ademin vücudu ve mevcudiyeti kadının –Havva’nın- varlığını gerekli kılmıştır.
Dolayısıyla kadın bu mantığa göre erkeğe kendi bedeninden bir katkıdır.
Kuran ise Âdem’le Havva’nın ortak bir özden yaratıldığını söyler. (“Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan ve ikisinden birçok erkekler ve kadınlar üretip yayan Rabbinizden sakının.”-Nisa–1)
Kadınlara karşı şiddetin ve hiddetin kökeni ve gizil gerekçesi ilahi bilginin dilerde deformasyonu olduğu kadar bu deformasyonla mücadele ediyor gibi görünüp aslında onun değirmenine su taşıyan modernizmdir.
Modernliğin ve çağdaşlığın hep kadın bedeni üzerine yönelmiş olması, söylemini büyük oranda kadın bedeni üzerinden seslendirmesi tesadüf olmasa gerek.
Hüseyin Akın - Haber 7
akinakinhuseyin@hotmail.com


2 yorum

Re: Kadın erkeğin neyi olur?

sa

09.12.2012 - Ziyaretci

Re: Re: Kadın erkeğin neyi olur?

bu selam aleyküm demek sanırım.....

15.12.2012 - (yusuf a.s)

Konular