MEŞRUBAT İKRAMINDA ÖLÇÜ

Su içmede bir takım edebler bulunduğu gibi, meşrubattan bir şey dağıtacak kimsenin de dikkat edeceği bir takım ölçüler vardır. Resûlüllah (s.a.v.)'in sünneti bulunan bu ölçülerin ihmali ve günlük hayatımıza tatbik edilmeyişi, sünnetlerin unutulmasına ve onların yerini bid'atlerin işgal etmesine sebep olur.

Su ikram edecek kimse, en son kendisi içmelidir (1). İnsanî mürüvvet bunu gerektirir. Aksi olan bir davranış İslâmî muaşeret kaidelerine aykırı düşer. Ayrı ayrı bardaklarda bulunan su, çay ve benzeri içecekleri dağıtacak kimse, kapıdan içeri girdiği zaman sağında bulunan birinci şahıstan başlayıp sola doğru ikramda bulunmalıdır. Kâinatın biricik efendisinin beyanlarına uygun olan ölçü budur.



İçilecek şey tek bir kap içinde ikram edilecek ise, mecliste bulunan kimselerin faziletçe en üstün olanına vermelidir. O, bir miktar içtikten sonra, kendinin sağında oturana verir. O da artan içeceği kendinin sağında oturana ikram eder. Enes bin Mâlik (r.a.) naklediyor: Resûlüllah (s.a.v.)'e içine bir miktar soğuk su karıştırılmış bir süt ikram edilmişti.

Resûlüllah'ın sağında çölden gelmiş bir bedevî, solunda Ebû Bekir, ön tarafında Ömer (r.a.e.) oturmuş bulunuyorlardı. Peygamber (s.a.v.) sütten bir miktar içti. Hz. Ömer, "Şu (solunuzda oturan ) Ebû Bekir'dir. Ey Allah'ın Resûlü (ona ikram ediniz)" dedi. Güzel ahlâkı tamamlamak için peygamber olarak gönderilen Resûlüllah (s.a.v.), sütü sağındaki bedeviye verdi ve şu ölçüyü açıkladı: "Sağa, onu takiben yine sağa (veriniz)" (2).

Sağda oturan kendi hakkından ferağat eder ve izin verirse o zaman başkasına verilebilir. Bu mevzûda bilgi ve belge sunan bir tabloyu açıklamak isteriz: Peygamber (s.a.v.)'e bir içecek ikram olunmuştu. Sağında bir genç (3), solunda ise ashabın yaşlıları bulunuyordu. Fahri kâinat, suyu içtikten sonra, sağındaki delikanlıya: "Bu ihtiyarlara vermeme izin verir misin?" dedi. O genç, "Hayır! Allah'a andolsun ki sizden gelen nasibimde hiçbir kimseyi nefsime tercih edemem" dedi. Bunun üzerine Resûlüllah (s.a.v.) suyu o gence verdi (4).

İçilecek şey bir bina içinde değil de açıkta veya sokakta dağıtılacak ise onu "ilk içen yolcular olmalıdır" (5). Zira onların suya ihtiyaçları diğerlerinden daha şiddetli olur. İnsanlığa ebedi ve edebi öğreten efendimiz, sünnetleriyle nezaket ve muaşeret ölçülerini koymuş bulunmaktadır. Duyan ve uyana ne mutlu!

(1) Feyzü'l-Kadir, c. 4, sh. 82.
(2) Müslim, c. 6, sh. 112.
(3) Bu genç, Abdullah bin Abbas veya Fadl bin Abbas idi.
(4) Buhârî, c. 6, sh. 249.
(5) Feyzü'l-Kadir, c. 1, sh. 88.